banner388
banner390

Şurasını unutmamalıyız ki, Türk milletinin hayatında Atatürk bir fasıl değil, yeni bir başlangıçtır. Onun öncülük ettiği eser eksiksiz olmadığı gibi tamamlanmış da değildir. Genç kuşakları bekleyen en önenli görev bu ''başlangıç''ı sürdürmektir.

Samsun; Milli Mücadelemizin başladığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatıldığı yer.

19 Mayıs; esasında onurlu, hür ve bağımsız bir şekilde yaşama hakkı elinden alınan bir milletin örgütlü bir mücadeleye başlamasının adıydı. Anadolu’nun birçok yerinde, işgale ve yok oluşa itiraz eden çoban ateşleri yakılmıştı.

Eğer bunlar örgütlenemez ve bir çatı altında birleştirilemeseydi; kısa zaman içinde emperyalistler tarafından söndürülecekti.

İşte 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa’nın niyeti; bu çoban ateşlerini harlamak, yenilerini yakmak ve birleştirmekti.

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a Padişah Vahdettin ve İngilizlerin onayı ile gitti.

Görevi ise işgale karşı direnişi kırmak ve çoban ateşlerini söndürmekti. Ama onun kafasında tam aksini yapmak vardı! İngilizler, Mustafa Kemal Paşa’nın gerçek niyetini anlayınca geri çağrılmasını istediler.

Arkasından idam fermanı bile geldi!

“Mustafa Kemal vatanı kurtarmak için Vahdettin tarafından Anadolu’ya gönderildi” iddiası; Cumhuriyet ve Aydınlanma Devrimleri ile travmalı hale gelen ve sağlıklı düşünme yetisini kaybeden bir zihniyetin cahilce, şerefsizce ve ahlaksızca söylemiş olduğu bir yalandır.

Vahdettin, İngilizlerin merhametine sığınmıştı. tek derdi vardır; saltanatını kurtarmak.  Milli Mücadelemiz, Samsun’dan başladı. Çünkü; Anadolu’nun düşman tehdidi açısından nispeten tek emniyetli cephesi burasıydı. 1917’de Bolşevik Devrimi olmuş, Çarlık Rusya’sı yıkılmış, Sovyetler Birliği kurulmuş ve artık kuzey komşumuz emperyalist şer cephesinden ayrılmıştı.

Eğer Çanakkale geçilseydi, belki de tarih başka türlü tecelli edecekti.

Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nden silah ve cephane başta olmak üzere lojistik yardımlar aldık. Karadeniz’in kuzey limanlarından güneye 300 bin ton silah ve malzeme taşındı. Türk Denizcileri ve Karadeniz insanı olmasaydı, Kurtuluş Savaşı kazanılamazdı. Atatürk “Gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” derken; bu gerçeğin altını çiziyordu.

Haklı Kavganın Arkasında Mustafa Kemal Vardı.

Karadeniz insanının Milli Mücadelede verdiği destek şöyle   İlyas, Temel, Süreyya,  Hatçe,  Ümmü, Gülizar  Bir yastığa baş koyup bir tetiğe basarlar

Kavganın haklı olanı erkek dişi bilmiyor Bütün halk birlik olmazsa kavga haklı olmuyor. Bu birliğin arkasında, Mustafa Kemal vardı.

Atatürk, Samsun’dan sonra Amasya’dadır ve 22 Haziran’da yayınlanan genelgede “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ortak açıklaması yapılmıştır.

Buradan da açıkça bellidir ki Mustafa Kemal, mücadeleyi halka dayanarak yapacaktır. Önce Erzurum, sonra Sivas kongrelerini toplar ve 27 Aralık’ta Milli Mücadelenin merkezi yapmayı planladığı Ankara’ya gelir. 23 Nisan 1920’de, yani Samsun’a ayak basışının 11’inci ayında ise TBMM’yi açar. Atatürk, başından beri mücadelesini halka dayandırdı ve TBMM’yi Milli Mücadelenin ve Cumhuriyetin temel taşı yaptı. Çünkü Atatürk; aydınlanmacıydı, çağdaştı, Osmanlı’nın niçin hasta adam olduğunun, parçalandığının, yıkıldığının teşhisini doğru yapmıştı.

Osmanlı geri kaldığını fark etti, ama teşhisi doğru yapamadı.

Alınması gereken ise kafa yapısı idi. Bu nedenle başından itibaren ortak aklı öne çıkarmaya ve mücadeleyi halka dayandırmaya çalıştı.

Türk Dünyasına, mazlum milletlerin ve İslam dünyasının en büyük devi 

Atatürk’e Borçluyuz!                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
jim 2023-11-13 13:54:22

çok doğru