Anlayabilmek; anlatılanları anlamaktan geçer.
Önemle bir şeyleri anlayabilmekte,bilgili olmak ve çok çook kitap okumakta,fikirlere de saygılı olmak gerek..
Ancak günümüzde öyle kısır çelişkilerle meşgulüz ki; çelişkiler içinde sürüklenmeye ısrarlı olunduğu endişelerine dikkatleri çekmek isterim.
Olmak veya olmamak gibi hayat felsefi çatışmalarına karşın, elbette ki alternatifleri vardır.Bulunmaktadır da derim.
Yeter ki istenilsin!.
Başarısızlıklarda yakınanlara sözüm; her başarısızlığın ardından kişinin ufkunda emareler peyda olur.
Azmin zaferi idealleri olanların zaferidir.
Kararlılıkla kazanımlar, kişiyi mutlu ettiği gibi, insanlığa da hizmet etmiş sayılır.
Önemsemediklerimizin bedelini ödeyenlerden değil miyiz?
Bana ne, sana ne deyip savuşturmak.
Hayat isteyenin basiretsizliğinin örneğidir.
Dünyada insanlık için örnekler saymakla bitmez:
Örneğin; misal olarak, Erlerin Asker elbisesi giydiğinde, İbadette kıyamda omuz omuza gelindiğinde en güzel örneği ise mus’Allah taşında "er kişi veya hatun kişi niyetine telkin'i anlayabilme k anlatılabilmek istenilenin en güzel örneğidir.
Nedir insan neslinin içinde sürüklendiği birliktelikteki çelişkiler.
Nedir ben egosu tatmininde bir başkasına gösterilen saygısızlıklar.
Velhasıl saymayı unutturdular insan olana..
Birde dikkatimi çeken; anlamak istemeyenlerin varlığıdır.
Onlar burnunun ötesini göremeyen, doğrultusunda giden zavallılardır.
Onlar deryada serseri mayına benzemekle, bir başkasının tuzağına düşen kuklalar olmaktalar.
Anlayabilmek için, anlatılanları anlamak gerek.
Anlamak için duyumlara uyum yerine, bilimselliğe, bilimsellikte ancak okumakla ve tecrübelerle kazanılır.
Tecrübesiz ellerde dünya gemisi (deryada) yol kaydedemediği gibi, tayfaları arasında huzursuz ortamlar yaratır.
Bugün yaşanan sıkıntılar anlayamamakta ve anlaşılamamanın sıkıntılarıdır.
Anlatabilenleri, Anlayabilmek güçlüğü çekildiği şu günlerde;
Anlayanlara...