İçinde yaşadığımız dünya bu kadar duygusuzluğu, hasbi olmayan sevgileri barındıracak kadar güçlü değil.
Dünya bir yana insanın kendi fıtratı da bu kadar suni duyguları kaldırabilecek durumda değil.
Yaşadığımız dünyada ve ülkede milyonlarca insan var.
Herkesin duygu ve düşüncesi farklı farklı, bu kadar robotlaşmış bir hayat düzeni içinde insanların zaman zaman anlayışsız olması ve bizim de bunlardan sıkılmamız normal.
Yaşadığımız dünyada zannediyoruz ki çektiğimiz sıkıntılar sadece bize mahsus. Bu düşünceler girdabında da diğer insanlara gıpta ediyor ve onların daha iyi bir yaşam sürdüğünü düşünerek amansız bir kıskançlık duygusunda boğuluyoruz.
Bu düşünceler bizi gitgide daha fazla yalnızlığa sürüklüyor ve sıkıntılı ruh dünyasını daha bir çıkmaza doğru götürüyor.
Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle birlikte insanların birbirine ulaşması çok daha kolay. Eskiden seksenli ve doksanlı yıllarda çocukluklarını yaşayanlar çok daha iyi bilirler iletişim olanakları pek azdı ve önceki nesilde ise yok denecek seviyedeydi.
Ama bugün öyle değil, insanlar tek tuşla dünyanın öbür tarafındaki arkadaşlarına, akrabalarına ve sevdiklerine anında ulaşabiliyor.
Bunun verdiği rahatlık ve diğer adıyla bu konfor, bizi aslında birbirimizden koparmaya da sevk etmiş durumda.
Artık birbirimize gidip ziyaret etme zahmetinde bulunmuyor ve birbirimizi aslında dinlemiyoruz. Yazdığımız mesajlarla, konuştuğumuz kelimelerle sadece suni bir konuşma hâlindeyiz sanki.
Oysa ruh dünyamıza ve kalbimize iyi gelecek hiçbir şey yok.
Bu aslında iletişim bozukluğundan da meydana geliyor.
İletişim kurduğunuzda karşınızdaki insanın tüm benliği ile sizi dinliyor olması lazım. Sadece kulak vermekle iletişim sağlanmaz.
Yaşadığımız dünyada elbette yaşama tutunabilmek için bazı kurallar var. İnsanın çalışması gerek ve bununla birlikte hayatına bir düzen katmak istiyor insan. Kim olursa olsun yaşam savaşında kalabilmek için çalışması gerekiyor. Bu da kolay olmuyor insanın kendini geliştirmesi, çalışması ve hedeflerine ulaşması için gayret etmesi gerekiyor. Bunun tek yolu sabır ve çalışmak… Ama günümüzde maalesef genç dimağların intihar haberlerini okuyorum zaman zaman. Hikâyelerine bakıyoruz, kimi zaman çok acı hikâyeler olsa da değmez dediğimiz hadiseler de yok değil.
Elbette hiçbir şey intihara değmez. Allah bizi o duruma düşürmesin.
Ümitsizlik buhranları içinde sürekli boğulmak yerine, sağlığımızın yerinde olduğuna şükredip çalışmaya ve insan fıtratına uygun bir şekilde doğru iletişimde bulunarak doğru insanları tanımaya ihtiyacımız var.
Bize sürekli olumsuzluk aşılayan insanlara ve moralimizi bozan insanlara ihtiyacımız yok, bu tür kişilerle arkadaşlık yapmamızın da hiçbir anlamı yok. İnşallah hepimiz doğru insan olma yolunda adım atar ve doğru kişilerle karşılaşırız.