Mehmet YAZICI
“Kurnazlık bozuk para gibidir;
Onunla büyük şeyler satın alınmaz…
Kurnazlıkla bir şeyi gizleyebilirsiniz,
bir adamı aldatabilirsiniz
ama onunla geniş bir ufka varamazsınız,
büyük olayları bir sonuca götüremezsiniz…
***
Kurnazlık kısa görüşlülüktür:
Burnunun ucundakini görür!
Fakat çok defa insanı başkaları için hazırladığı tuzağa düşürür...
***
İvan Aleksandroviç Gonçarov,
Oblomov isimli eserinde yazmış bunu!
Kendini kurnaz zanneden ahmaklar için altını çizelim!
Bizim yerel kurnazlara bir ders daha verelim!
***
Kurnaz geçinen ahmaklar,
Atakum Belediyesinden, bizi bahane ederek aldıkları avanta miktarını arttırmaya çalışırken evdeki bulgurdan da oldular!
Baba, oğul ve kutsal ruh! Fularlı züppe…
Vesaire vesaire…
Bir süredir fatura sokamıyor içeriye!
Eski kestiklerini de tahsil edemiyorlar haliyle!
Çünkü tepelerindeyim!
Allah daha beter etsin! Ne diyeyim!
***
Ama daha bunun müfettiş kısmı var, Sayıştay’ı var!
Bakalım kimlere zimmet çıkar?
Anlaşılan yandı bizim Ali Osman!
Bekleyelim! Görelim!
***
Olay nasıl başlamıştı?
Dünya Tiyatro Günüydü…
Sosyal medyada oynanan tiyatroyu görünce midem ayağa kalktı!
Dayanılacak gibi değildi!
İğrençti çünkü! Midem bulandı!
***
Neymiş? Belediye başkanına sosyal medyadan bir şikayet gelmiş!
Çöple, temizlikle ilgili bir durum…
Belediye başkanı da anında müdahale etmiş!
Ve sorunu halletmiş!
“Şiiri parayla okuyanlardan” kerli ferli gazetecimiz de altına yazmış!
“Teşekkür ederim başkanım” demiş!
Tiyatroya bakar mısınız?
Belediyeden her ay düzenli olarak aldığı parayı bilmesem anlarım…
Ama hal böyle olunca dayanamadım!
Ben de altına yazdım!
Bu yüce davranışı için (!) ben de başkana teşekkür ettim!
Ne yani; Edemez miyim?
***
Ama ne hikmetse,
Her ay düzenli olarak belediyeden hatırı sayılır bir miktar götüren gazetecinin başkana ettiği teşekkür hiç dikkat çekmedi…
Aynı ifadelerle benim ettiğim teşekkürün “bomba etkisi” yaratması normal mi?
Sövsem daha iyiydi çünkü!
Sizi gidi tiyatrocular sizi!
***
Bu arada tiyatrocu arkadaşlardan da özür dilerim…
Geçmiş Dünya Tiyatro Günlerini de bu vesileyle kutlamış olalım!
Böyle yazınca alınganlık gösteriyorlar çünkü!
Sevgili Cem Kaynar “Abi, böyle hırsızlara-arsızlara tiyatrocu demesen iyiydi” diye birçok kez tatlı dille beni uyardı…
Ama ne yapayım?
***
Başkan Cemil Deveci’nin belki haberi yoktur!
Samsun’da bazı yerel gazeteler “Atakum Belediyesi” yazılı her haber için belediyeden Bin TL artı KDV tahsil ediyor!
Diyelim ki ayda 25 haberde “Atakum Belediyesi”nin adı geçti…
Gelsin 25 Bin TL artı KDV…
Artık Allah ne verdiyse?
***
İşin kolayını da bulmuşlar;
Fatura, Basın İlan Kurumu tarafından tahsil edilince…
Bu vurgun resmi hale gelmiş oluyor!
***
İyi de bu devran nereye kadar döner?
Söyleyeyim hemen;
Seçime kadar bu yalakalık böyle devam eder!
Şiiri parayla okuyan bu kurnazlar Başkana böyle methiyeler düzer!
Çeşmeden para aktığı sürece sorun çıkmaz!
Seçim sathı mahalline girildiğinde ise Başkanın bütün kirli çamaşırları ortaya dökülür!
Çöpleri toplattı diye “Başkanım çok tişikkür ederim” diyen hokkabazın hangi tarafta olacağı, adaylardan alacağı miktara göre değişir!
***
Diğer partinin adayı parayı daha çok verdiyse eğer,
(Ki genellikle de öyle olur! Bizim çıplaklarda para olmaz çünkü!)
Bugün “Tişikkür” edilen başkan yandı demektir!
Aile efradının mayolu fotoğrafları,
Ramazanda bira içerken çekilen resimler,
Daha neler!
Sayfa-sayfa, manşet-manşet ortaya serilir!
***
Bizim duruşumuz bellidir…
Bu hokkabazlar gibi duruma göre kıble değiştirecek değiliz!
Şunun şurasında ne kaldı!
Bekleyin, siz de göreceksiniz!
ağzınıza saglık mehmet bey durusunuzdan dolayı saygılar