banner388
banner390

Bilindiği üzere, insan hayatındaki hemen her türlü pozitif ve negatif davranışların kökleri, küçüklük ve gençlik dönemlerine kadar uzanır, oralarda gizlidir.

Ailevî hayattan tutun da okul hayatına, çevre hayatına kadar.

Baba, yakalayamadığı ışığı, anne alamadığı elması gösterir evladına.  Çünkü bir atasözümüzde dendiği gibi, ‘İnsan hayal ettiği sürece yaşar.’ Şayet insanın bir gaye-i hayali olmazsa o insan nefis ve bedenine takılabilir.

Hayatın gerçekleri öğretilmeksizin hayatın akışına yön vermeye motive edilen birtakım insanların mevcut pratik hayata bile yeterli sosyalite ve aksiyonla adapte olamamasının ardında yatan da yine aynı gulyabanidir: aşırı idealizm.

Belki Türkiye kategorisine dahil bütün milletlerin gençlerinde görülen aynı virüstür: reelsiz idealistlik, yani hayalcilik...

Ne kazandıracaktır?

Bir rüya  gibi gelip geçen gençlik yılları. Otuzuna dayanın ca  yıkılan dünya. Karalara bürünen renkler. Ya pembe?  O bir halisünasyon!

Umum sayılabilecek bir gençlik hastalığı bu.

Yahya Kemal Beyatlı “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” diyor.

Muhakkak bir aslı var bu sözün. Abdülhak Hâmid Tarhan da “Hâkikatler zâhir olunca hayaller zâil olur.” diyor. Yanlış değil.

Cenap Şehabettin ise “Hülya ile yola çıkan, menzile elleri boş girer.” tespitini yapıyor.

Mezkur üç doğrunun orantılı bir biçimde birleşik hali, bizi hakikate götürüyor.  Evet: Gençleri bir ideale kanalize ederken, o idealin realitedeki ayaklarını göstererek etmeli.

Göstermek yetmez, ellerinden tutup götürmeli.

Onları hayalin sonu yalnızlık, ümitsizlik ve karamsarlık olan hücrelerine yönlendirmemeli.  İsterse bu onların hoşuna gitmesin.

Bu noktada yapılan hataların belki yüzde doksan dokuzu yaşça büyüklerin.  Oysa her yaşın ve her başın kaldırabileceği idealler başkadır.

Altmışında ancak ulaşılabilecek bir ufuk, on beşinde gösterilirse ağır kaçar ve çoğunluk da bunu kaldıramaz. Başarabilecekken başaramama talihsizliğinin vadilerine salar kendini.

Sonuçta ideal semalarından reel dünyasına düşmeler oluyor.

Düşüp de ölmeler, felç olmalar, sakatlanmalar olur.

O halde yaşın heyecanına göre hedef menzil tayin edilmeli.

Yolculuktaki menziller gibi.  İlk menzil,  ikinci menzil, üçüncü menzil..

Her yaşa kendi menzili gösterilmeli ki hayaller hakikat olsun. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.