"Kendini bilmek" kadar büyük bir erdem yoktur.
Çünkü "Kendini bilen Rabbini bilir." Denmiştir.
İnsanın kendini tanıması kendini bilmesi” çok önemli.
Hatta o kadar önemli ki bu ifadeye tarihin hemen hemen her döneminde önemli sanatçıların, düşünürlerin, edebiyatçıların eserlerinde sıkça rastlamak mümkün.
Peki, madem bu kadar önemli bir konuysa bu, dönüp kendimize sorduk mu hiç...
“Kendimizi tanıyor muyuz, biliyor muyuz?
Ya da ne kadar tanıyoruz ve biliyoruz?” diye?
“Ortalıkta onca kendini bilmez varken…” diye başlayan cümleleri kurarken iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırdık mı hiç? “
Başkasını eleştirmeye başlamadan önce kaç kişi kendini gerçek manada kritik edip artı ve eksilerini, güçlü ve zayıf yönlerini tanımayı başarabiliyor?”
Mesela özgüven geliştirmek önemlidir.
Kişinin neyi bilip neyi bilmediğini bilmesi özgüvenini perçinler.
Kendini bilen insan, kendinden şüphe duymaz.
Biz biliriz ki çoğu zaman çekingen duran (kendini bilmeyen) insanlar, konuşan insanlardan çok daha fazlasını biliyorlardır.
Hata yapmanın insana özgü bir şey olduğunu da kabullenebilmeli kişi.
Önemli olan hatalarından ders alıp kendini affedip yoluna devam edebilmektir.
Sosyalleşmek, iletişimde bulunduğunuz çevreyi geliştirmek, doğru rol modeller seçmek, zamanını doğru yönetebilmek, ‘hayır’ diyebilmek, iyi olan şeyler için başkalarını takdir edebilmek, gerektiğinde cesur olmak ve en önemlisi çok okumak kişinin kendini iyi tanıyıp bilmesi için önemlidir.
Tabii ki zaman zaman kendini de değerlendirebilmeli insan.
Notlar tutmalı belki kendisiyle ilgili. Bu, aynı zamanda doğru yolda ilerleyip ilerlemediğini takip etmek açısından da önemlidir.
Bugün toplumda güvenin yerini güvensizlik almış, sevgi yerini nefrete bırakmış, dürüstlük yerine üçkâğıtçılık takdir edilir olmuş, dayanışma yerini rekabete bırakmış, mütevazilik gösterişle yer değiştirmiş, üretimin yerini tüketim almış, bencillik had safhaya ulaşmış ise bunun yegâne sebebi sağlıksız ailede yetişmiş sağlıksız ve kalıplanmış insan sayısının çoğunlukta olmasıdır.
Bu tür insanların kaynağı sağlıksız aile yapısıdır.
Şunu unutmamak gerekir ki, bireyin zekâ düzeyi ve kabiliyeti her ne olursa olsun, toplumda yapabileceği bir iş vardır.
O hâlde şunu söyleyebiliriz:
Kendini bilen kişi Rabb’ini bilir, millî ve manevî değerlerini bilir, haddini hududunu bilir, yerinde ve zamanında en uygun tercihleri yapar, sözünü düşünerek söyler ve böylece hayatta başarılı ve huzurlu olur.