“TÜRKİYENİN MÜHENDİSLERİ”
Ülkemizde yaşanan bir takım gelişmeler ve olaylardan sonra bazı meslek grupları gündeme gelir öne çıkar, bazen eleştirilir, bazen övgüler dizilir, mesela “pandemi” sürecinde “doktorlar ve sağlık çalışanları”, depremde arama kurtarma ekibinde çalışan personeller öne çıkar çok konuşulur, buna benzer zaman zaman öğretmenler, zaman zaman hukukçular, yargı mensupları öne çıkar konuşulur, eleştirilir, ve ülke yöneticileri de bu meslek grupları ile ilgili, olumlu veya olumsuz pozisyon alır.
Ancak ülkemizde maalesef her yıl onca doğal afet, yangın, deprem sel, taşkın, vb. bir çok doğa olayı meydana gelir, bir çok insanımız hayatını kaybeder, binlerce yapı tesis, işletme, fabrika, konut yıkılır, ama nedense ülkemizdeki en önemli meslek grubu “mühendis ve mimarlar” konuşulmaz gündeme gelmez, kamu yöneticileri, siyasi ve sivil toplum temsilcileri, arama, kurtarma, yardım ve destek faaliyetleri ile ilgili sürekli konuşurlar ancak neden-sonuç ilişkisine, bu afet ve doğa olaylarındaki mesleki sorumluluk ilişkilerine kimse bakmaz, insanoğlu, sağlık ve hastalık durumunda en iyi hizmeti almak ister, doktorun, kimliğine, kişiliğine, siyasi görüşüne bakmaz en iyi tecrübeli, liyakatli bir doktor arar, ister, hizmet alır, çocuklarına iyi eğitim vermek için en iyi okulları, öğretmeni seçmeye çalışan, hukuki bir sıkıntı yaşayınca, en iyi avukatı arayan, yargıya gidince en yüksek adaletin duygusunu arayan insanımız maalesef bu doğa olayları ve afetlerde, can ve mal kaybı yaşamamak, sağlıklı ve güvenli şehirlerde, güvenli yaşam alanlarında, yaşamak adına, bu alanda çalışan, üreten, proje yapan, planlama yapan, insan oğlunun daha iyi şartlarda yaşaması ve günün teknolojik altyapı ve üst yapı imkanlarını en iyi şekilde kullanması için nedense hizmet üreten “MÜHENDİS ve MİMAR” lara kimse bakmaz, sorgulamaz, ne bir ev alan vatandaş bir mimar veya mühendisten bilgi ve görüş alma ihtiyacı hisseder, ne bir araba alan vatandaş bir mekanik-makine, mühendisinden görüş alma ihtiyacı hisseder, teknoloji çağında, yaşadığımız halde her türlü teknolojik alet ve makinayı kullandığı halde bir teknoloji mühendisine görüş sorma, fikir alma ihtiyacı hissetmez bir toplumda, maalesef ne kadar iyi yetişmiş “mimar ve mühendisler” olsa da, bir kıymeti harbiyesi, toplumda bir karşılığı, “kamu” idaresinde bir etkinliği olmuyor, bunun bedelini de üzülerek belirtmek gerekir ki çoğu zaman vatandaşımız canı ve malı ile ödemek zorunda kalıyor.
Bu itibarla, artık kamu yönetimimiz, toplumumuz, halkımız, vatandaşımız, sağlıkta, eğitimde, yargıda, nasıl en iyi hizmeti almak istiyorsa, “MÜHENDİSLİK” alanında da aynı hissiyatı istemeli, daha yaşanılır, güvenli, emniyetli şehirlerde ve binalarda yaşamak için, daha güvenli araçları kullanmak, daha donanımlı ve teknolojik kapasitesi yüksek bilgi teknolojisinden faydalanmak için bu hizmet sektörlerinde çalışan, üreten, plan, proje ve uygulama yapan, işin mutfağında olan, görünmeyen kahramanları yani, “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” larını, Türk Milleti, toplumumuz, halkımız, ve Kamu idaremiz fark etmeli, ülkenin ve milletin sağlam temeller üzerinde kalkınmasının gelişmesinin üretmesinin ve dünya ile rekabet etmesinin en önemli insan gücünün, bu “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” kadroları olduğunu ve bu meslek gruplarına hak ettiği maddi ve manevi değeri vermelidir.
Bugün ülkemizde güvenli yaşam alanları ve iş yerleri var ise, bugün ülkemizde savunma sanayiinde dünya ile rekabet ediliyorsa, bugün ülkemiz teknoloji ve yazılım alanında proje üreten, ihracat yapan bir konuma gelmişse, bugün ülkemizde gurur duyduğumuz, Yerli Ve Milli Markamız “TOGG” arabası yapılıyorsa, bu işlerin mutfağında, “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” ları vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kalkınması ve gelişmesi için gece gündüz çalışan, hizmet üreten, ülke yatırımlarını ve kaynaklarını yöneten, ülkemizin güzide Bakanlıkları ve Kamu Kurum ve kuruluşlarının, Belediyeler, DSİ, Karayolları, İller Bankası, Toki, vb. teknik kurum ve kuruluşların mutfağında da yine “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” ı vardır. Bu örnekler burada saymakla bitmez.
Dolayısıyla artık ülkemizde, acil ve öncelikli olarak “mühendislik mimarlık meslek kanunu” çıkarılmalı, mühendis ve mimarların kamu ve özel sektördeki özlük hakları güvence altına alınmalı, ülke üretim ve kalkınmasının temel taşı olan “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” larının toplumda hak ettiği “maddi ve manevi” değeri artık Devlet Yöneticilerimiz, Siyasi Parti ve Yöneticileri, Yerel Yönetim ve Belediye Başkanlarımız “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” larına vermelidir, bunun için herkes üzerine düşeni, yasal olarak alınması ve yapılması gerekli düzenlemeleri, ilgili platformlarda yerine getirmelidir.
Yüce Türk Milleti de kendi bağrından çıkan, “TÜRK MÜHENDİS ve MİMAR” larına “özlük haklarına” kavuşması için, hak ettiği değeri ilgiyi ve desteği göstermelidir.
Teşekkür ederim. Bende kamuda çalışan bir mühendisim. Bu tip yazılar ve sosyal medya paylaşımları çok önemli. Devamını dilerim