15 yaşındaki Otizmli oğlu Nihat Derin için verdiği mücadeleyi beyin kanaması geçirdikten sonra Samsunhaber.com'a anlatan anne Ayça Nedret Yüceer şu ifadelere yer verdi:
Ben Ayça Nedret Yüceer, 15 yaşında Otizmli Nihat Derin Koçoğlu’nun annesiyim. 7 temmuz günü bir ciddi hayati bir rahatsızlık geçirdim Sebebi ise şu şekilde;
3 YILDIR PROFESYONEL EĞİTİM ALIYOR
Uzun bir süreç aslında fakat Nihat Derin müziğe aşırı ilgisi olan, piyano ve bateri çalıp, notalar çıkarıp çalabilen bir çocuk. 3 yıldır da profesyonel eğitim alıyor. 8 yıldır da kaynaştırma öğrencisi.
OTİZMLİ ÖĞRENCİLERİ AYAK BAĞI OLARAK GÖRÜYORLAR
Samsun Güzel Sanatlar Lisesi Özel Çocuklar Kontenjanı için hazırlanıyor. Derin, ben, Derin’in babası, anneannesi ve Özel Eğitim (Gölge) öğretmeni sınav öncesi okula gittik. Derin’in heyecanını almak ve okulu tanımasını sağlamak için. Gittiğimiz gün Okul Müdürü İlyas Gülünay bu çocukların yerinin normal okullar olmadığını, gidecekleri kendi okulları olduğunu kendi ağzıyla Okul Baş Müdür Yardımcısı Gülcem Beyin, benim, Derin'in anneannesi ve gölge öğretmeni önünde dile getirdi. Hatta şu an ikinci sınıflarında okuyan çok iyi yeteneği olup resim çizen otizmli bir öğrencinin, ders içinde sesler çıkardığını söyleyip ve bu yıl da devam ederse gerekli yazışmaları yapıp yollayacağını ifade ediyor.
NORMAL SINAVDA BAŞARILI OLDU
Yetenek Sınavlarında Özel Çocuklar için ayrı bir sınav yapılması gerekirken Nihat Derin’e sınav esnasında Normal çocuklara yaptıkları türde sınava tabi tutuyorlar fakat Derin o sınavda da başarılı olup, sorulan sorulara cevap verebiliyor.
'UĞRAŞAMAYIZ' DEYİP SINAVDAN BIRAKTILAR
Fakat okuldaki zihniyet Otizmli bir öğrenciyi eğitip, topluma kazandırmaktan, Okuldaki diğer normal öğrencileri duyarlı bir birey yapmaktan oldukça uzak bir zihniyete sahip. Sınav Komisyonundaki öğretmenler ‘’Bu çocukla okulda uğraşamayız’’ gibi laflar söyleyerek sınavdan 44 puan ile bırakıyorlar. Bu puan sebebiyle Derin'in diğer okullarda girebileceği sınav hakkında gasp etmişlerdir.
MEB’e bağlı okul müdürleri, öğretmenleri, velileri ile yıllarca mücadele vermeye devam ederek yaşanan bu son adaletsizlik karşısında ciddi bir sağlık problemi yaşadım. Bu olaydan hemen sonra 7 Temmuz günü beyin kanaması geçirip, ameliyat oldum. Ameliyat sonrası ise vücudumda hasarlar kalmıştır. Şuan tedavi süreci ciddi ve olumlu seyretmesi için üstün bir çabaya ihtiyacım var.
DERİN'İ OKULA ALMADILAR
Derin ise İl Milli Eğitim Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Okul Müdürünün kıskacında hakkettiği ve adaletli olması gereken Güzel Sanatlar Lisesine alınamamıştır.
Yavuz Selim Anadolu Lisesi’ne başvuru yapmış, kabul edilmiş fakat Atakum Rehberlik Araştırma Merkezinin değerlendiricileri 5 dakikalık değerlendirmeleri sonucunda Derin’in 8 senelik kaynaştırma hayatını hiçe sayarak Onun Zafer İş Uygulama Okulu’na gitmesinin uygun olacağını düşünmüşlerdir. KAYNAŞTIRMA raporunu vermek istememişlerdir. Fakat bilinen bir gerçek var ki Özel Eğitim Mevzuatlarında kaynaştırmanın önemi, sürekliliği vurgulanmaktadır.
DİĞER ANNELERE UMUT OLACAKTIR
Samsun eğitim camiası kurumlarında liyakatsiz, bilinçsiz, özel eğitimin bilincinde ve önemine sahip olmayan kurum amirleri ve öğretmenleri ile doludur. Güzel Sanatlar Lisesi Okul Müdürlerinin ve öğretmenlerinin rant kapısı olmuştur, açılan okula öğrenci bulmak için raporları iptal edilir duruma gelmiştir. Bir annenin sağlığından olduğunu ve durumunun ciddi olduğunu bildikleri halde hassasiyetsiz, vicdansız davranmaya devam etmektedirler. Bugün canım pahasına verdiğim mücadelenin başarılı olması diğer annelere de umut olacaktır.
Haber: Sümeyye Gökyar
Güzel sanatlar liselerinde (ve diğer liselerde) tüm öğretmenler otizmli bireylerin eğitimi konusunda bilgi ve deneyim sahibi değil. Olmak zorunda da değil. Olması gereken, özel eğitim gereksinimi olan çocukların kendi gelişimsel özelliklerine uygun bir özel kurumda eğitim almalarının gerekliliği. Ne yazık ki ülkemiz bu konuda çok yetersiz. Özel eğitim gereksinimi olan çocukların eğitimi kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi olarak geçer. "Eğitimde kaybedilecek birey yoktur" düsturuyla bu özel çocuklar diğer çocuklarıyla aynı okullara çoğu zaman alınır ancak bu uygulamanın bu çocuklara bir faydası çoğu zaman olmaz. Bir bireyi kazanabilmek için çoğu zaman otuz kişilik bir sınıftaki yirmi dokuz bireyin eğitimi örselenmekte. Yani sözün özü, özel eğitim gerekesinimi olan çocuklar kesinlikle onlar için açılan tam donanımlı bir okulda o çocukların gelişimsel özellikleri konusunda eğitim almış öğretmenler tarafından eğitilmelidirler.
Yani özetle, özel eğitim gereksinimi olan çocuklarımıza mevcut uygulama ile yazık edilmektedir. Normal okullardaki branş öğretmenleri özel eğitim gereksinimi olan çocukların eğitimi konusunda yetkin ve bilgili değildirler. Samsun'un bu konuda çok eksiği var. Her mahalleye imam hatip okulları açılıyor ama özel eğitim gereksinimi olan çocuklar içi bir çalışma yok.
Beğen (6) Beğenmedim! (6)Verdiğiniz mücadelenin sonuna kadar destekcisiyim
Canım benim inşAllah emeklerinin karşılığını görürsün
Otizmli bir evlat sahibi olarak yaşadığınız mücadelenin yam destekçisiyim Rabbim hepimize yardım etsin adını bile vermeyip yerli yersiz yorum yapanlara da tek sözüm var ateş düştüğü yeri yakıyor dilerim hiç bir çocuk da anne de yanmaz
Müzik bölümü hocalarınin kibirlerinden gecilmiyor aynı şeyi benim oglumada yaptilar hem okula öğrenci bulamiyorlar hemde onca emekle büyütülmüş çocukları bir kalemde siliyorlar. Karma borcu birgün bulur elbet sizi
Bir annenin feryadı böyle sisteme duyarsız kalanlara sebeb olanlara Allah'ın laneti üzerine olsun inşAllah!!!
Yanındayız güzel yürekli anne
Kaynaştırma nedir? Neden gereklidir? Binlerce insan güzel güzel makaleler, araştırmalar yapıp bununla ilgili mevzuat çıkarmış fakat bu zaat-ı muhterem gelmiş demiş ki 29 çocuk heba oluyor. Arkadaşım o zaman sistem kendini geliştirecek, öğretmen kendini eğitecek sonra o sınıfta 29 çocukta merhametli, duyarlı vatanına milletine saygılı, sevgi dolu bir birey olacak. Kaynaştırma sadece Engelli birey üzerinden olmaz, sınıf arkadaşı kaynaşır, öğretmeni kaynaşır, velisi kaynaşır bir bakmışsın toplum tümüyle kaynaşmış. Muhasır medeniyetler seviyesine çıkmak için önce merhamet, ahlak ve geniş bir gönül gerekir.
Siz kimsiniz bilmiyorum. Belki bir kurum amiri, belki bir öğretmen, belki bir veli. Ama tam anlamıyla konunun ehemmiyetini anlamamış, iki satır kendini geliştirmemiş bir kimseniz.
Sorunu şahsi algılamamanız ve sizin görüşünüzde binlerin sesi olduğunuz için yazıyorum bunları. Toplumda böyle düşünenleri tek tek karşıma alıp anlatmak istiyorum.NEDEN GEREKLİ, neden böyle olmalı.