Samsun haber - Öğrencilerin motivasyonunun okuldan okula değişebileceğini belirten Özat, “Akademik motivasyonu düşük okullar var, yüksekokullar var, mahallelere göre okullar var. Bazı mahallelerde gerçekten öğrencilerde davranış sorunları çok yoğun görünürken bazı mahallenin okulunda bunu çok fazla göremiyoruz.” diye konuştu.
“Öğretmen şiddeti kalmadı”
Günümüzdeki eğitim sistemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Özat, öğretmen şiddetinin artık kalmadığını ve rehberlik hizmetlerinin öneminin de vurgusunu yaparak, “Öğretmen şiddeti, hayır kalmadı, kişiliğe göre bir öğretmenin bir yanlış davranışı olabilir ama genellemeye vurduğumuzda okullarda artık dayaktır, hakarettir, küfürdür bu tür bir şiddete öğrenci maruz kalmıyor. Zaten öğrenciler bunun farkında, bunu bize rehberlikçilere de yansıtabiliyor. Bizler de zaten psikolojik danışmanlar olarak, çocukların sadece öğrencilere ve öğretmenlere değil kendi ailelerinde de birisi zorbalık yaptıysa hemen bildiriyoruz. Bu ihbar mekanizması rehberlik personelinde çok iyi çalışıyor.” dedi.
“Mahalle kültürü de etkili”
Çocukların eskiye nazaran disiplinsizliğinin azaldığını belirten ve mahalle kültürünün de büyük bir etkisi olduğunu söyleyen Özat, “Öğretmenlerin de bu bilinçle o eski dönemlerde olan zorbalıkları yok, öğrencinin psikolojik olarak sorunlar yaşaması için aileden akan daha çok aile sorunları nedeniyle ya da çevre sorunları nedeniyle ya da mahalle kültürünün etkisiyle çıkabiliyor. Bazı mahallelerdeki öğrenciler gerçekten şiddete eğilimli. Mahallede eğer ben birine güçlü görünürsem, mert görünürsem ya da daha saldırgan görünürsem daha kabul edilebilirim, mahalleye kabul edilme çabası var ve bunu da okula yansıtıyorlar ama baktığımız zaman genel anlamda okullarımızda çok üst düzeyde disiplin sorunu olduğunu düşünmüyorum.” diye konuştu.
“Saygı kültürü de var”
Özat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Samsun da Anadolu’nun bir parçası, o Anadolu’nun saygılılık kültürü var ama bunun yanında da işte kendini kabul ettirmeyi olumsuz davranışlarla sağlamaya çalışan, benliğini o yönde saygın hale getirmeye çalışan kişiler de var. Bunlara da biz zaten okullarda gerekli psiko-sosyal çağrışmayı yapıyoruz, donanımımız yettiğince, devletin bize verdiği yetkiye bakarak. Öğretmenler de çağdaş eğitimin gereği olarak o öğrenci kişilik hizmetlerine uygun olarak öğrenciyi önce bir tanıyayım mantığı bir oturmaya başladı. Eskiden öyle değildi yani baskıyla, bizi ilgilendirmiyor onun sorunları, yeter ki okulda akıllı uslu davransın diyordu ama şimdi böyle bir şey yok, öğretmen de öğrenci neden bunu yapıyor sorusunu soruyor.”
Haber: Dilek Alabulut