Federasyon başkanı isyan etti: Samsun’da insanca yaşamak istiyoruz

Samsun Haber – Samsun’da yaşayan Romanların sorunlarını anlatan Karadeniz Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Gürkan Dal, siyasilerden sık sık dert yanarken, tek umutlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. 8 Nisan’da Külliye’de gerçekleşecek olan buluşmada Cumhurbaşkanı ile görüşme fırsatı bulacak olan Karadeniz Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Dal, Roman açılımının Samsun’a uğramadığını söyledi.

Samsun Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Gürkan Dal, Samsun’da Roman halkının sorunlarından bahsederken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Roman halkına verdiği önemi Samsun yerel siyasetinden göremediklerini söyledi.

‘’SADECE ÇALGI ÇALAN İNSANLAR OLARAK ANILMAK İSTEMİYORUZ, HER İŞ KOLUNDA VARIZ’’

Samsun’da Roman halkının en temel sorununun istihdam olduğunu belirten Dal, ‘’Bizim en büyük sorunumuz istihdam, bu demektir ki Samsun’da siyasiler bürokratlar bizleri ciddiye almıyorlar. Bu demektir ki Cumhurbaşkanı’nı da ciddiye almıyorlar. Bizim hakkımızda Cumhurbaşkanı’nın neler dediği ortada. Bize diyorlar ki ‘Sizi işe alamayız, çünkü siz okumuyorsunuz.’ Ben de onlara soruyorum, okuyanlardan hangi birisi iş bulabiliyor. Samsun’da 15 seneden bu yana belediye başkan yardımcılığı yapan ilkokul mezunu yok mu? Biz Sayın Vali’den Belediye Başkanlarımızdan çok bir şey istemiyoruz. Biz artık sadece çalgı çalan insanlar olarak anılmak istemiyoruz. Biz park bahçe işi de yapabiliriz, belediyede hastanede de çalışabiliriz. Bize hep sizi çok seviyoruz diyorlar, bizi kandırdıklarını sanıyorlar ama biz buna kanmıyoruz. Biz Karadeniz Roman Dernekleri Federasyonu olarak bir proje sunuyoruz, her kurum Roman halkından 5 kişi alsa bu mahallede açlık çeken insan kalmaz.’’ dedi.

5000 KİŞİLİK MAHALLEYİZ, KAMU KURUMLARINDA ÇALIŞAN İNSAN SAYIMIZ 30

Siyasilerle alakalı sıkıntılarını anlatan Başkan Dal, ‘’Bütün siyasiler buraya gelir, bizim insanlarımız o kadar iyi niyetli ki her gelene inanır. Biz istiyoruz ki, halkımızın işi olsun. İşine gidip gelsin evine barkına bakabilsin. Oysa siyasiler her seçim buraya gelir, bize sözler verirler Ankara’ya giderler ve bir daha da bizi hatırlamazlar. Biz 5000 kişilik bir mahalleyiz, bu mahalleden devlet kurumlarında çalışan 30 kişi bulamazsınız. Mesela Büyükşehir Belediyesi, Yusuf Ziya Yılmaz’ın 20 senelik başkanlığında bu mahalleden belediyeye giren toplam işçi sayısı 10. 20 senede on kişiye belediyede iş bulabilmişiz. Oysa Samsun’un belediyelerinde, yol kenarı işçiliğinde, çöp işçiliğinde Diyarbakırlı vatandaşlarımız çalışıyor. Biz Samsun’un öz evladıyız, biz kendimize iş bulamıyoruz.’’ dedi.

TÜRKİYE’DE İSTİHDAM AÇISINDAN EN GERİDE BIRAKILAN ROMANLAR SAMSUN’DA

Samsun Romanlarının, Türkiye’nin en geri bırakılmış Romanları olduğunu söyleyen Dal,‘’Ben dernek başkanı olarak İzmit’te Roman Çalıştayı’na gittim. Orada en ufak işsizlik sorunu yok, oranın Romanları birçok sorunu aşmışlar. Roman açılımı sürecinde Samsun hariç Türkiye’nin her yerinde Romanlar rahata erişti, ama bu açılım Samsun’un kenarından bile geçmedi. Bize okul okuyun diyorlar, insanlar çocuklarına okula gitmeye yol parası veremiyor. Biz bunu anlamıyoruz. Kürt Açılımı sürecinde Kürtler Diyarbakır’dan Batman’dan gelip buralarda iş bulabildiler, elbette çalışmak o kardeşlerimizin de hakkı ama Roman açılımı sürecinde biz Samsun Romanları olarak kendi şehrimizde hiçbir fayda göremedik. Türkiye’de istihdam açısında en geri bırakılmış Roman topluluğu biziz.’’ dedi.

‘’ARTIK SİYASETE İNANCIMIZ KALMADI’’

Roman halkının sıkıntılarını paylaşabilecekleri kimseyi bulamadıklarını söyleyen Dal, ‘’Biz artık siyasete inanmıyoruz, buraya gelen Sağlık Bakanımız ben Ankara’ya gidip sorunlarınızı dile getireceğim diyor. Biz 12 bin tane roman oturduk haftalarca televizyonda bizden bahsetmesini bekledik. Türkiye’de romanlar kabuğunu kırdı, biz neden Romanlar olarak bir milletvekili çıkartmayalım. Biz romanlar olarak Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz. Onun bize ne kadar değer verdiğini biliyoruz. Vali Bey’e gittiğimizde sürekli bugün git yarın gel şeklinde oyalanıyoruz. Yavuz Selim’in meşhur düğünleri vardır, Vali Bey kalksın gelsin. Cumhurbaşkanımız günde 2 saat uyuyor, ama biz belediye başkanına, milletvekiline ulaşamıyoruz. Siyasiler güzel güzel takım elbiseleri giyip geziyorlar bizim halkımız burada karnı aç şekilde geziyorlar. Bizi çağırsın siyasiler sorsunlar, sizin derdiniz nedir desinler. Oturalım konuşalım.’’ dedi.

‘’PSİKOLOJİMİZ BOZUK, İNSANİ ŞEKİLDE YAŞAMAK İSTİYORUZ’’

Roman halkının vatansever bir halk olduğunu söyleyen Dal, ‘’Biz vatansever insanlarız, vatanımıza devletimize bağlı insanlarız ama bizim halkımız doğuda yaşasa, bizim gençlerimizi bu yoksulluk içinde kandırıp her işi yaptırabilirlerdi. Çünkü aç insan her yanlışa bulaşır, uyuşturucu batağına da düşer. Bir insanın işi gücü olduktan sonra bunların tamamından kurtulur. Biz istiyoruz ki, bu mahalledeki evler yenilensin, biz gerekirse taksit taksit ödeyelim, altyapımız yapılsın. Mahallemizin gençleri iş güç sahibi olsunlar. Çok şey istemiyoruz insani bir şekilde yaşamımızı sürdürmek istiyoruz. Samsun milletvekilleri seçim dışında bu mahallenin yolunu bilmez. Biz Romanlar olarak 12 bin kişiyiz Samsun’da. Hep sitem ediyoruz, psikolojimiz bozuk. Çok üzgünüz, ben neden sürekli sitem etmek zorunda kalayım. Biz de bu durumu istemiyoruz, bizi gelip dinliyorlar sonra gidiyorlar bir daha da yüzlerini göremiyoruz.’’ dedi.

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE’Yİ NASIL OYALIYORSA, SAMSUN’DA DA ROMANLAR ÖYLE OYALANIYOR

Mahalle sakinlerinden Aslan Arafat, mahalle halkının sadece çalgıcı olarak anılmak istemediğini, başka başka alanlarda istihdam edilmek istediklerini söylerken; ‘’Nasıl ki, Türkiye Avrupa Birliği kapısında oyalanıyorsa, bizi de Samsun bürokrasisi aynen o şekilde oyalıyor. Bunu sadece Sayın Cumhurbaşkanımız çözer. Biz 8 Nisan’da Külliye’de Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir görüşme gerçekleştireceğiz, bunların tamamını da o gün orada anlatacağız. Biz ona çok inanıyoruz, bize ne kadar değer verdiğini de biliyoruz. Bizim insanımız çalışmak zorunda, çalışmayan adam her türlü pisliğe bulaşır. Bize devlet arazi verse, buradaki gençlerimiz gerekirse çoban olsun koyalım başlarına. Bizim gençlerimizin de mesleği olsun. 100 gencimiz bu işi yapsa mahalleden 500 kişinin karnı doymuş olacak. Evvelden davul çalmakla keman çalmakla geçiniyorduk ama bu hayat geçmişte kaldı. Biz bu mahalleye sıkıştık, başka başka meslekler öğrenelim. Çobanlık olur yol işçiliği olur biz her işi yapabilecek insanlarız. Devletimize ordumuza milletimize biz de bu şekilde fayda vermiş oluruz.’’ dedi.

Oğuzhan İnce