2017 Nardis Jazz Vokal Yarışması’nda finalist olarak sahne alan Karakurt, başarılı birçok sanatçı ile çalışmalar yaptı.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Merhaba! Ben müziği, kendimi anlatmanın ve insanlarla ortak bir paydada buluşabilmenin bana en uygun yolu olduğunu düşünen şarkıcı-besteci ve söz yazarıyım. Şarkılarımı halkla paylaşmayı amaçlıyor ve bunu gerçekten en doğal ve sevgi dolu haliyle yapmak istiyorum.
Müzik sektörüyle nasıl tanıştınız?
Müziğe olan ilgim küçüklüğümden geliyor ama sektörle üniversite için İstanbul’a geldiğim yıl tanıştım diyebilirim. Hem büyük bir şehre gelmiş olmanın taze heyecanı hem de bir an evvel müzikle bütünleşme ve aktifleşme hevesi üzerindeyken o utangaç Melisa sokakta şarkılar söyleyerek başladı bu maceraya. Sonrası yoğunluklu olarak sosyal medya üzerinden gelişti ve dinleyici kitlem arttıkça kendi konserlerimi vermeye başladım.
Siz yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz?
Her zaman gelişmeye, değişmeye ve evrilmeye açık yenilikçi bir müzik yapmak istediğimden bir janrla tanımlamaktan kaçınıyorum fakat zaman geçtikçe daha çok R&B, soul ve funk yoğunluklu soundlar üzerinde çalışmak istiyorum. Yaptığım müzikle daha çok insanla bir araya gelip samimi bir kitle yaratmak istiyorum. Şarkılarımın sözlerinde, melodilerinde yahut hissiyatında kendilerini bulanlarla bir şeyler paylaşmış olma duygusunu tatmak paha biçilemez.
Caz müzikle olan hikayenizi bize anlatır mısınız?
Çok özel bir hikayesi yok doğrusu. Küçüklüğümden beri iyi bir dinleyiciydim ve caz da dinlemekten keyif aldığım bir müzik türüydü. İstanbul’a geldiğim ilk sene Boğaziçi Caz Korosu seçmelerine katılmıştım. Sonraki sene de Nardis Caz Vokal Yarışması’na katılıp finale kalmıştım. Çoğu müzik köklerini cazdan aldığı için derinlemesine keşfedip öğrenmek istiyorum.
Genç yaşta başarıyı elde etmeniz size ne gibi bir sorumluluk yükledi?
Yaptığım müzik ve paylaşımlarımda (özellikle sosyal medyada) bir süreklilik ve istikrar olması gerekiyordu. Çünkü dinleyenlerim ve takipçilerimin talebi bu yöndeydi. Onun dışındakiler benim için bir sorumluluk ya da gereklilik olmaktan ziyade istekle yaptığım şeylerdi. Zaten daha çok müzik yapıp paylaşmak ve daha çok konserde büyük kitlelerle buluşmak en büyük hayalim.
Müzik hayatınızda ailenizden nasıl destek gördünüz?
Ben oldum olası hep hayallerimin peşinden koştum, her zaman kendi isteklerim ve bu doğrultuda amaçlarım oldu. Ailem de kararlarıma saygı duydu. Çünkü kendi verdiğim kararların sonuçlarını deneyimlemem gerektiğine inanıyorlardı.
Hayranlarınıza vermek istediğiniz bir müjde yada mesaj var mıdır?
Evet! Eylül ayı sonunda ‘Onlarca Yüzlerce Binlerce’ adlı ilk single’ım yayınlanacak! Çok heyecanlıyım, umarım güzel bir başlangıç olur. Sonrası için yayınlanacak besteler için ekibimle çalışmalara başladık, arayı çok soğutmadan diğer şarkılarımı da paylaşmak için sabırsızlanıyorum!
Samsun'a daha önce geldiniz mi? Samsun sizin için ne ifade ediyor?
Maalesef Samsun’a daha önce gelmedim, umarım en kısa zamanda orada bir konser verme fırsatım olur. Açıkçası Samsun denildiğinde aklıma gelen ilk şey Atatürk’ün Samsun’a çıkışı oluyor.
Mert Volkan GÜN
