Samsun’da hastaneler dolup taşıyor

Samsun haber - Samsun Tabip Odası Başkanı Murat Erkan, geride bırakmaya hazırlandığımız 2017 yılını değerlendirdi.  2017 Samsun’da sağlık sektörü geçmiş yılların devamı niteliğinde olduğunu belirten Erkan, “Genel anlamda sağlık sisteminde bir takım değişiklikler de oldu. Örneğin 2010 yıllarında başlayan sağlıkta bölünme, halk sağlığı, sağlık müdürlüğü ve hastane genel sekterliği gibi kurumlar bu yıl bir şekilde aslında eskiye yani eski yapılanmaya geri döndü. Bir diğer konu da Türkiye’de ve Samsun’da bizim de çok önemsediğimiz şehir hastaneleri konusuydu. Yine genel olarak sağlık alanında en büyük sorunların başında gelen şiddet olayları ne yazık ki Samsun’da da Türkiye’de de devam etti. Sağlıkla ilgili alanda özellikle çalışma koşullarıyla ilgili olumlu gelişmeleri en azından beklentilerimizi 2017’de göremedik. Fakat Sayın Sağlık Bakanımızın Samsunlu olmasıyla biraz daha umutlandık. Daha iletişimi güçlü bir hekim olarak kendisini tanıyoruz. Son dönemlerdeki söylemleriyle de bizim beklentilerimize paralellik gösteren bir takım ifadeleri oldu. Tabi bunun uygulamalarını henüz göremedik ama bu bile bizim için önemli bir adım olarak sayılabilir” sözlerini dile getirdi.

“Sağlık çalışanlarımız yoğunluk yaşanmasına rağmen özverililer”

Sağlıkta sorunların çözülemediği halde çalışanların özverili olduğunu belirten Erkan, “2002 yılından başlayarak hastanelerde ki sağlıkta dönüşüm sürecinden gelen, hastanelerdeki sağlık çalışanlarına, hekimlerine vaat edilen rahatlama, koşulların iyileştirilmesi gibi koşulların sağlanması konusunda da çok başarılı olunduğunu düşünmüyoruz. Özellikle kamu hastanelerinde bulunan poliklinikteki yoğunluk ciddi anlamda devam ediyor. Aile hekimliği modeli uygulamasının da tam olarak gerçekleşmediğini görüyoruz. Bizim öne aldığımız hastane grubu kamu hastaneleri çünkü halkın ekonomik durumu itibariyle en rahat hizmet alabileceği alan olarak kamu hastanelerini görüyoruz. Samsun’da merkezde Eğitim Araştırma Hastanesi, Gazi Devlet Hastanesi, Kadın Doğum Evi, Fizik Tedavi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Hastanesi gibi farklı hastaneler var. Ciddi anlamda buralarda yoğunluk olduğunu görüyoruz. Özellikle Gazi Hastanesinde günde 6000-6500 civarı hasta bakılmak durumunda. Şunu öncelikli olarak belirtmek isterim tüm koşullarda başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının bu yoğunluğa ve çalışma koşullarındaki zorluğa rağmen özverili şekilde çalıştıklarını görüyorum. Ve gerçekten bu zor koşullarda özellikle bugünkü ücret politikasıyla başka ülkelerde bu hizmeti bu derece profesyonel yaklaşıp böylesine bir özverili çalışma şekli olacağını düşünmüyorum” dedi.

“Türkiye’de açılan her 10 hastaneden 7’si özel hastane”

Türkiye’de 2004 ile 2017 arasında polikliniklere yaklaşık 650 milyon civarında hasta başvurusu olduğunu belirten Erkan,  “Bunların da 110 milyon gibi önemli bir kısmı acil hizmetler. Bu gerçekten yüksek bir rakam bunun yoğunluğunu da sağlık personeli ve hekimler hissediyor. Bununla ve yatırımlarla ilgili sağlık bakanlığının çok fazla yatırımcı gözüyle değerlendirdiğini görmüyoruz. Özellikle Sağlık Bakanlığının son dönemde ki politikaları kürek çeken değil dümen tutan, yani sisteme yön veren bir bakanlık görüntüsü verdiğini görüyoruz. Bu da şu şekilde somutlaşıyor Türkiye’de açılan her 10 hastaneden 7’si özel hastane. Kamu hastaneleri açısından toplumun ihtiyacına cevap verecek bir yatırıma karşılık gelmediğini görüyoruz. Burada şöyle bir değerlendirme yapılabilir hasta başvurusu açısından artan taleplerin sayısının, Avrupa ülkelerinde ki oranlarla benzer olduğu söylenilebilir. Ne kadar güzel işte insanlar sağlık hizmeti alıyorlar diye düşünülse de Avrupa ülkelerinde bu başvuruların önemli kısmı sağlık sorunu olmadan rutin başvurulardır. Yani sağlıklıyken yapılan başvurulardır. Fakat bizde sürekli bir başvuru sürekli bir sağlık talebi, aslında biz buna aslında farklı bir tabirle kışkırtılmış sağlık talebi diyoruz. Aslında aile hekimliği modeliyle, normalde her 100 hastadan 85’inin birinci basamakta sorunlarının çözülebileceği yani 2. basamak olan polikliniklere gitmeden sorunlarının çözülebileceği bir sistem kurulması gerekiyordu. Fakat tüm Türkiye de 7-8 yıldır uygulanan aile hekimliği uygulamasıyla hedeflenen sevk zincirine hala ulaşılamadığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

“Hekim eksikliği şiddeti arttıyor”

Hekim ve personel eksikliği olduğunu dile getiren Erkan,”Sağlık sektöründe eleman sıkıntısı bizim en büyük sorunlarımızdan biri aslında. Örneğin, bir hastanede çalışan hekimin başka bir hastaneye geçici görevle gönderilmesi, hekimin bütün düzeninin bozulması anlamına geliyor. Hekim eksikliği ve ara personel eksikliği var. Bunun sonucunda da hastanede şiddetin arttığını görüyoruz. Normalde sağlık hizmetini veren kurumun bir hasta yakınına ihtiyaç duymadan hastasının tüm bakım ve tedavi hizmetlerini verebilecek donanımının olması gerekir. Biz hala ne yazık ki o duruma gelemedik. Bu yüzden aciller de hasta yakını hastasının başında duruyor, kalabalık bir ortam oldukça hijyen bozuluyor ve sağlıksız bir ortam oluşuyor. Gerekli personel alımı yapılır ve şartları iyileştirmek adına gerekli yatırımlar yapılsa tüm bu olumsuzluklar ortadan kalkar” dedi.

Haber-Cansu Bülbül