Yangınlar, depremler, endüstriyel kazalar gibi afetler sonrasında çevrede oluşan zararla ilgili OMÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, önemli açıklamalarda bulundu. Sera gazlarının salımı ile birlikte atmosferde oluşan 1 derecelik artışın insanların 7 kat daha fazla yangın, afet, sel gibi durumlarla karşılaşması anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Yüksel Ardalı, "Birbirini tetikleyen olaylardan bahsediyoruz. Yangınların çevreye etkisi iklim değişikliğini arttırıcı şekildedir. Yangınlar sonrası acayip bir çevresel zarardan bahsediyoruz. Yangınlarla birlikte partiküllerin, zehirli gazların yayılması, toprağın, suyun, atmosferin kirlenmesi, karbon salımı gerçekleşmesi, biyoçeşitliliğin azalması gibi olaylar oluyor. Yangınların çevreye verdiği hasarın yine insana ve canlıya olumsuz etkileri var. Bunun analizinin çok iyi yapılmaması söz konusu" diye konuştu.
"Yavaş yavaş zehirliyor"
Yangınlar sonrası ortaya çıkan uzun vadeli çevresel zararın insanı yavaş yavaş zehirlediğini söyleyen Prof. Dr. Yüksel Ardalı, "Atıkların yönetiminde geri dönüşüm tesisleri çok önemlidir. Çünkü döngüsel ekonomiye bir katkı sağlayacak. Çevredeki atıkların olmamasını sağlayacak ama geri dönüşüm tesislerde yangınlar var. Burada alabileceğimiz çok basit önlemler var. Atıkların doğru bir şekilde istiflenmesi, depolanması ve çeşitli kontrollerin yapılması çok önemlidir. Bir yangından veya depremden kurtulduk diyelim. Sonrasında çevresel deformasyonun bizi yavaş yavaş zehirlemesi, bize zarar vermesi gibi durumlar söz konusudur. Atıklarımızı iyi yönetemiyoruz. Konuştuğumuz konuları uygulamaya geçiremedik. Yangınlar, patlamalar, teknolojik afetler, endüstriyel kazalar sonucu tehlikeli atıkları belli bir yerde depolarken, belirli bir yerde transfer ederken yaşayacağımız yangın, patlama, afetler sonucu bu atıkların doğrudan doğaya karışması demek içmeye suyuna, toprağa karışması anlamına geliyor. Önlemleri çok iyi alarak denetimleri çok iyi yapmamız gerekiyor. Günümüzde yapay zekadan, büyük veri bankalarından bahsediyoruz. Bu durumu lehimize çevirelim. Bu sistemleri kullanarak kontrol mekanizmaları oluşturmamız gerekiyor. Bu durum insan kaynaklı dediğimiz olayları önlemek için bir fırsattır" şeklinde konuştu.
"Yangın söndürücülerdeki tehlike"
Prof. Dr. Yüksel Ardalı şunları söyledi: "Yangın sırasında su veya yangın söndürücülerle insanları korumaya, yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangın söndürücü içinde bulunan ‘PFAS' denilen kimyasalların kullanıldığı ve bunlarında hızla yüzey sularına, toprağa karışarak insanlara zehirlediğini dünyada konuşulmaya başlandı. Sonuçta biz doğaya karşı değil, doğa ile uyumlu çalışırsak afetleri önleyebiliriz. Bunlardan daha az zararla kurtulabiliriz. Mutlaka doğayla uyumlu çalışır ve yaşam tarzımızı değiştiren teknolojik gelişmeleri uygun kullanabilirsek insana ve çevreye olan zararı önleyebiliriz."