Akıl almaz bir particilik yapılıyor ülkemizde.
Particilik değil, resmen “DÜŞMANLIK” yapılıyor!
DÜŞMANA yapılabilecekler, muhaliflere, karşıt görüşlere, karşıt partilere yapılıyor.
Muhalifine karşı her türlü hileyi, haramı, düşman taktiklerini meşru gören bir particilik anlayışı hakim.
Dedikodu, gıybet, iftira, karalama, yalan, algı, manipülasyon, ayrıştırma, ötekileştirme, düşmanlaştırma, bölme, kin ve nefret gibi her türlü kirli metot kullanılıyor
1.Dünya savaşında “Batılı tek dişi kalmış canavarların” ceddimiz Osmanlıya yaptıkları gibi.
Düşman bellidir ve ne yapmak istediği hepimizce bilinmekte, düşmana karşı düşmanca tavır ve muamele de anlaşılır, kabul edilebilirdir.
Ancak, gerçek ve bilinen dış düşmana karşı alınan bu tavrın, içerde birbirimize ve muhaliflerin birbirine karşı uygulanması, anlaşılabilir ve kabullenilebilir bir durum asla değildir.
İçerde bizim düşmanımız değil, muhaliflerimiz vardır, muhaliflerimiz olabilir. Kasten can alma, teröre başvuranlar, yargıyla tespit edilmiş dış düşmanla işbirliği yapanlar hariç.
Muhalif nedir? Görüldüğü gibi muhalif, düşman değil, farklı görüş ve uygulama önerendir.
Siyasette millet ve ülke için yerli ve mili bir hedef vardır ve olmazsa olmazdır.
O hedef ve gayeye bir parti sağ taraftan, diğeri sol taraftan, bir diğeri ortadan, bazıları dini ve milli değerlerden, bazıları ise Batılı anlayış, değer ve uygulamalardan ulaşmanın plan ve programlarını yapar, o yolda çalışır ve rekabet eder, rekabet oluşur.
Olması gereken ve medeni insanların, ülke ve milletini seven politikacıların yapması gereken budur.
Rekabet veya muhalefeti düşmanlık haline sokan siyasetçiler veya vatandaşlar, bunu bilinçli olarak yapıyorsa HAİNDİR, bilmeden yapıyorsa zır CAHİLDİR..
Milletimizin tamamı, 84 milyon KARDEŞTİR. Aynı millet, aynı Din, aynı Dil ve kültürün insanı, kardeşidirler. Hatta tüm insanlık ADEMOĞLU, ADEMOĞULLARINDAN AKRABA, İNSANLIK KARDEŞİDİR.
Bu gerçeği unutarak, milletin bir bölümünü öteki bölümüne düşman edenler, bilerek yapıyorsa HAİN VE KALLEŞ, bilmeden yapıyorsa KARA CAHİLDİR. .
Bu nedenle, herkes aklını başına toplamalı, titreyip kendine dönmeli, ne yaptığının nereye varacağını bilmeli, düşmandan daha çok ihanet içinde olmamalıdır..
Özellikle Müslümanlar olarak, bu kirli, müzmin, ahlaksız, hukuksuz, edepsiz, hayasız ve cahiliye devri siyasetten vazgeçmeli, kesinlikle uzak durmalıyız.
Partiler bir araç bir vasıtadır. Giydiğimiz ayakkabıdır. Ayağımıza olmaz, ayağımızı vurursa, kaldırıp atar, yenisini alırız.
Ya da kullandığımız herhangi bir eşyadır. Eskiyince, işe yaramayınca, beklenen vazifeyi yapamayınca, değiştiririz.
Değiştirmeyeceğimiz inancımız, imanımız, güzel ahlakımız, adaletimiz, doğruluğumuz, kimliğimiz, kişiliğimiz, sevgimiz, kardeşliğimiz, yerli, milli ve İslami değerlerimizdir.