Kaçış Sendromu hastalığı 1960 yılında Dr. Clarkson ve arakadaşları tarafından bulunmuştur. Dünya'da çok nadir görülen bir hastalıktır. Kaçış Sendromu hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri sizin için bir araya topladık işte merak edilenler...
KAÇIŞ SENDROMU TEDAVİSİ
Şu anlık sistemik kılcal kaçak sendromu (SCLS) hastalığının bir tedavisi yoktur. Bir atak esnasında tedavisi çoğunlukla destekleyici, semptomları stabilize etmeyi ve komplikasyonları önlemeyi amaçlamaktadır. Bu, hava yolu ve solunumun stabilize edilmesini, belirli ilaçların alınmasını ve / veya intravenöz (IV) sıvı, ilaç veya kan ürünleri infüzyonunu içerebilir. IV sıvıların şişmeyi ve komplikasyonların riskini artırabilme durumundan dolayı tavsiye edilmemektedir. Bir kişi iyileşmeye başladığında, diüretikler (idrar atımını kolaylaştıran ilaçlar) hemen her zaman gereklidir.
Periyodik infüzyonlar veya belirli ilaçların tüketilmesi, gelecekteki atakları önlemek amaçla kullanılır. Aylık intravenöz immün globulin infüzyonları (IVIG) önerilmiştir.
KAÇIŞ SENDROMU NEDİR?
Kaçak sendromu bir başka isimle sistemik kılcal kaçak sendromu (SCLS), kan damarlarından komşu vücut kavitelerine (boşluk) ve kaslarına tekrarlayan büyük miktarda plazma sızıntısı ile karakterize nadir görülen bir hastalıktır. Kan basıncı tedavi edilmediği sürece organ yetmezliği ve ölüme neden olabilir.
Clarkson hastalığı olarak da adlandırılan bu durum, yaygın enfeksiyonlara (septik şok) veya ciddi alerjik reaksiyonlara (anafilaktik şok) ciddi reaksiyonlar ile karıştırılabilir. Atakların sıklığı, ömür boyu bir yıldan birkaç yıla kadar değişebilir. Bazıları ise yaşamları boyunca sadece bir atak geçirirler.
KAÇIŞ SENDROMU BELİRTİLERİ
– Sinirlilik
– Yorgunluk
– Karın ağrısı
– Mide bulantısı
– Kas ağrıları
– Aşırı susama
– Vücut ağırlığında ani artış
KAÇIŞ SENDROMU NEDENLERİ
Birçok neden bilinmektedir. SCLS'li bazı kişiler ataklardan önce bir enfeksiyon (virüs gibi) geçirdiğini bildirmiştir. Kaçış sendromu vakaları, böbreğin, kalbin veya karaciğerin çesitli duyumlarıyla alakalıdır. Bir epizod sırasında tedavi, hava yolu ve solunumun stabilize edilmesini ve sıvıların, ilaçların veya kan ürünlerinin infüzyonunu içerebilir. Gelecekteki atakları önlemek için periyodik infüzyonlar veya bazı ilaçlar kullanılabilir.