Sivas'ta 2 kişinin kene ısırmasından olayı ölmesiyle birlikte gözler tekrardan bir dönem Türkiye'nin kabusu haline gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'na (KKKA) çevrildi. KTÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, 2 ay içerisinde Karadeniz bölgesinde 7 vakanın yaşandığını açıkladı.
"GÖRÜLME HIZI AZALIYOR"
Bu yıl havaların çok değişken olduğunu belirten Köksal “Her sene Karadeniz Bölgesinde vakaları Nisan ayı başında görmeye başlardık. İlk vakamızı Nisan ayının sonunda gördük. O arada bir yığılma oldu. Yaklaşık peş peşe 6-7 vaka geldi. Yaklaşık 15 gündür de hiç vaka gelmedi böyle bir değişkenlik var. Bunun hava koşulları ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü yağmurlu havalarda insanlar dışarıya pek çıkmıyorlar. Bağda bahçede çalışmadıkları için sebebini buna bağlıyoruz. Gelen vakalara baktığımız zaman Karadeniz Bölgesinin her tarafından özellikle iç kesimlerden geldiğini her sene olduğu gibi yine sahil kesiminden vakalarımız yok. Kene tutunmasıyla sahil kesiminden gelen vakalar oldu ancak bunların hiç birisinde KKKA olmadığını geçtiğimiz yıllardaki gibi yapılan testlerle ispatladık. Daha çok Gümüşhane, Artvin kırsalından yine vakalarımız gelmekte. Bunun dışında hastalık endemik olduğu bölgelerde maalesef yine devam etmekte. Çorum’da oldukça fazla sayıda vaka olduğunu biliyoruz. Yine Sivas’ta, Giresun’un iç kesimlerinde Şebinkarahisar bize gelen vakalardan biri de o kesimden gelmişti. Yani hastalığın endemik haritası aslında çok değişmedi. Biz artık bilimsel olarak ta şöyle bir şey düşünüyoruz. Her ne kadar Türkiye’de endemik alanlarda KKKA hala görülüyor olmakla beraber şu bir gerçek ki giderek görülme hızı azalıyor. Eski yıllara göre Sağlık Bakanlığının verilerine baktığımız zaman KKKA vakalarını giderek azaldığını görüyoruz” dedi.
"TEDAVİSİ YOK"
Hastalığın bölgede kenelerde endemik sürecini tamamlamış olabileceğine değinen Köksal, "Bunda bir çok faktör etkili olabilir. Hastalık bölgede kenelerde endemik sürecini tamamlamış olabilir. Yine insanlar daha bilinçliler. Kendilerini koruma yönünde önlemlerini eski yıllara göre daha fazla aldıklarını ve hastalığın daha bir farkında olduklarını bize gelen vakalardan biliyoruz. Çünkü eskiden keneleri kendileri çıkarmaya çalışırdılar şimdi ufacık bir kene tutunması olsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvuruyorlar. Bütün bunlar etken olarak hastalığın azalmasında söyleyebileceğimiz şeyler. Bir diğer farklılıkta muhtemelen virüsün genotipleri arasında farkılık var. Buna bağlı olarak bazı bölgelerde hastalık ağır seyrederken bazı bölgelerde de daha hafif seyretmekte. Bir de hastalığa erken yaklaşım çok önemli. Koruyu önlemlerin alınması ve hastaya yaklaşım da hastanın hayatını etkileyen ciddi bir durum. Sivas’taki vakaların klinik durumu hakkında bilgim olmadığından bilgi vermek doğru değil. Ancak şunu biliyoruz ki KKKA geç kalındığı vakit sağlık kuruluşuna çok hızlı gidilmediği takdirde ölümcül seyredebilir. Çünkü bugün artık Dünya Sağlık Örgütünün kabul ettiği bir gerçek var ki hastalığın spesifik bir tedavisi maalesef yok. Bununla ilgili bizimde içinde olduğumuz bir çok çalışma yapılmakta" diye konuştu.
"ÖLÜMCÜL SEYREDEBİLİR"
Hastalığın kesin denilebilecek bir tedavisinin olmadığını belirten Köksel, "Ancak henüz yüz güldürücü bir sonuç olduğunu söyleyemeyiz. Tedavi yine destek tedavisi şeklinde gitmekte. Kene tutunması olan vakalar en kısa sürede sağlık kuruluşlarına başvursunlar. Çünkü kenenin vücutta kalış süresi ile hastaneye başvuru süresi arasında gerçekten ölümcül seyretme bakımından bir ilişki var. Çünkü kene doyana kadar vücuttan kan emiyor. Eğer bu kene çok fazla miktarda virüs taşıyorsa ve ilk ısırdığı konak o ısırılan kişi ise çok fazla virüsü bulaştıracaktır. Vücutta kalış süresi uzadıkça da virüsü salgılamaya devam edecektir. Bu da hastanın klinik seyrini kötü etkileyecek. O nedenle için ihmalkâr olmasınlar. En ufak bir belirtide hatta zaten hastalığı alanlar kırsal kesimde çalışan insanlar. Piknik amacıyla gidipte enfekte olan hasta sayısı çok çok az. O nedenle artık bu kişiler KKKA hastalığını bilmeleri gerekiyor. Evlerine döndükleri vakit çok sıkı bir şekilde vücutlarında kene muayenesini birinci derece yakınlarına yaptırmaları gerekiyor. Kendileri göremez. Çünkü bis saçlı deride kıllı bölgede her yerde keneyi görebiliyoruz. Bunu kişi kendi bakarsa göremez. Mümkünse eve geldiği vakit banyosunu yapsın çünkü bu sırada sıcağın etkisiyle keneyi görmesi düşmesi daha kolay olabilir. Yani hijyen koşullarına dikkat etmesi lazım. KKKA sağlık kuruluşuna geç başvurursa ölümcül seyredebilir” şeklinde konuştu.