Sıcakların gelmesiyle yazın favorileri karpuz ve kavunun tüketimi de arttı. Lezzetiyle mest eden suyuyla ferahlatan karpuzun sağlık açısından hem eksisi hem artısı bulunuyor. Peki bu kararında yeme işi nasıl olacak? Diyetisyen Melike Aslıhan Kara konuyla ilgili birtakım bilgilendirmeler yaptı.
SAĞLIK AÇISINDAN EKSİSİ DE VAR ARTISI DA
Bahsi geçen meyvelerin sağlık açısından önemine de değinen Dyt. Kara, “Meyveler içerdikleri makro ve mikro besin ögeleri nedeniyle, yeterli tüketildikleri takdirde kanser, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, sindirim sistemi hastalıkları başta olmak üzere birçok kronik hastalık riskinin azaltılması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve yaşlanmanın geciktirilmesi konusunda fayda sağlar. İnsanın sağlıklı yaşaması, vücudunun büyümesi, yenilenmesi, gelişmesi ve çalışması için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. Gerekli besin öğelerinin yeterli ve dengeli alınmaması, vücut direncinin azalmasına ve pek çok hastalığın oluşmasına zemin hazırlar. Birçok vitamin, mineral ve lif kaynağına sahip olan meyveler, özellikle kronik hastalıklardan korunmada önemli rol oynar. Bu nedenle meyveler diyetten eksik edilmemeli ve ülkemizde kişi başı tüketilen meyve miktarı artırılmalıdır” sözlerini ekledi.
YAZ MEYVELERİNİN ARTILARI
Yaz meyvelerinin sağlığa faydalarıyla ilgili bilgilendirmede bulunduran Dyt. Hekim’in sözleri kapsamında:
İncir: Bağırsak tembelliğini çözer, bağışıklık sistemini güçlendirir, kan basıncını dengeler. Lakin şeker oranı çok yüksektir; bu nedenle diyabet hastalarının günde 1 porsiyon tüketmesi öneriliyor. Diyabet hastalığınız bulunmuyorsa bile ölçülü yemeye dikkat etmelisiniz.
Karpuz: İçerdiği potasyum ve magnezyum sayesinde tansiyonu dengeler, lipokeni yüksektir bu da kanseri önleyici bir meyve olarak karşımıza çıkmasını sağlar. Yine yüksek şekerden dolayı porsiyonu aşmamaya özen gösterilmelidir. Diyabet hastaları için ise doktorun belirlediği ölçüde yenmesi önem arz ediyor.
Kavun: Tansiyonu dengeler, içerdiği A vitamini sayesinde cilt ve göz sağlığını korur. Kardeşi karpuz gibi bu meyvenin de porsiyonuna dikkat edilmeli. Diyabet hastaları için ise doktorun belirlediği ölçüde yenmesi önem arz ediyor.
Çilek: İçerdiği C vitamini ve Magnezyum ile tam bir kolesterol düşmanıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Cilde sürüldüğü zaman ise cildi koruyucu özellik gösterir.
Üzüm: Üzümün hem sirkesi hem kurusu sık sık tüketilmekte. Demir, bakır ve magnezyum açısından zengin minerallere sahip bu yaz meyvesi dişleri ve kemikleri güçlendirmektedir. Sinir sistemi içinde birçok faydası bulunuyor.
Kayısı: K vitamini deposudur; kanın pıhtılaşmasına yardımcı olurken kasları da ihmal etmez, güçlendirir. İçerdiği A vitamini gözleri korurken, kabızlığında baş düşmanıdır.
Şeftali: A, B, C vitamini ve Potasyum’un deposudur. Cildin zararlı güneş ışınlarından korunmasına yardımcı olur.
Kiraz: Anti-inflamatuar özellikli bu meyve kalp sağlığını korumaktadır. Uyku kalitesini arttırır, yüksek kan basıncının düşmesinde de yardımcı olur.
HER ŞEYİN FAZLASI KİLO
Besinlerden her şeyi yeteri kadar almanın ve lif tüketimi arttırmanın çok önemli bir rol oynadığını dile getiren Dyt. Kara, “Çünkü bol lifli yiyeceklerin tüketimi şekerin bağırsaklardan emilimini yavaşlatır ve böylece kan şekeri seviyesi kontrol altında tutulur. Çoğu meyvenin özellikle kabuğu veya etli kısmı, lif bakımından zengindir. Diyetimizde uygun miktarda sebze meyve alımı obezite, kalp krizi, felç (inme) olma riskini azaltmaktadır. Obezite de tip 2 diyabetle direkt ilişkilidir” sözlerini kullandı.
ŞEKER HASTALARI, PORSİYONU KÜÇÜLTEBİLİR
Dyt. Kara sözlerini, “Amerikan Diyabet Derneği’ne göre eğer alerjiniz yoksa ve günlük almanız gereken porsiyon miktarını aşmıyorsanız, meyve yemenizde bir sakınca yoktur. Fakat meyvenin hazırlanış biçimi de göz önünde bulundurulmalıdır. Taze veya dondurulmuş olanlar, işlenmiş konserve-kavanozdakilere kıyasla daha sağlıklıdır. İşlenmiş meyveleri kurutulmuşlar ve meyve suları da kapsamaktadır. Özellikle şeker hastaları bu işlenmiş gıdaları daha az yemelidir. Çünkü bunlar, vücutta daha hızlı emilmekte ve kan şekerini hızla yükseltmektedir. Ayrıca meyveler, işlenme aşamasında içerdikleri vitamin ve liflerin bir kısmını yitirmektedir” ifadeleriyle bitirdi.