Bahçeli: “Kurgulamış olduğunuz Oyunu Başınıza Geçireceğim”

MHP Samsun İl Başkanlığı tarafından bir AVM’nin düğün salonunda gerçekleştirilen iftar yemeğine katılım gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, YSK’nın kararı sonrasında ilk kez Samsun’da konuştu. Suriye’de ölenlerin de öldürenlerin de Müslüman olduğunu ifade eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Günümüz küresel tablosunda son derece büyük kırılma ve kopmalar yaşanmaktadır. Kararsızlık sahaları yayılmakta ve dahası sadece ortaya çıktığı ülkelerde kalmayarak etrafına genişlemektedir. Hali hazırda olan dünya genelinde 65 milyonun üzerindeki insan yerlerinden olmuştur. Bunların büyük bir kısmı mülteci tanımı ile başka ülkelere göç etmekte, ülkelerinde yaşanılan savaşlardan kaçmaktadırlar. Ne hazindir ki bu sayıya dahil olanların çoğu kısmı Müslümanlardır. Afganistan’dan Somali’ye, Libya’dan Lübnan’a ve Suriye’den Irak’a, Doğu Türkistan’dan Kırım’a kadar İslam dünyasının genelinde acı ve gözyaşı hakimdir. Ümitsizlik İslam alemini esir almış, emperyalist oyunlar birer birer devreye sokulmuştur. Küresel hesaplaşmaya kurban olan Müslümanlardır. Suriye örneği her yönü ile bütünüyle karşımızdadır. Ölen Müslüman  ve  öldüren Müslüman; fakat restleşme ise hep başka kesimler arasındadır. Evleri, okullar ve hastaneleri bombalanan Müslümanlar; ama o bombaları atanlar da başka ülkelerin uçaklarıdır. Meselenin ençok acı yakan yanı ise İslam dünyasının terör ile iç içe geçirilmesi, vahşet projelerinin hız kazanmış olmasıdır. Barış ve kardeşlik dini olan İslam, şiddetle yan yana gösterilmeye çalışılmaktadır. Farklı isimler ile anılan pek çok terör örgütü bu emel için kurgulanmış ve hedef seçilen bölgelere yerleştirilmiştir. Etnik ve mezhep temelli ayrışmaların bütününde de bu terör örgütleri yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Barbarlığın nerede ise sınırı kalmamıştır. İnsani ölçülerden kimse konuşmamakta, insanlık İslam dünyasının yaşadığı sıkıntılar karşısında en altda kalmalıdır. Hepimizin vicdanına derinden işleyen bu duruma sessiz kalmak olanaksızdır.” Dedi.Türkiye’nin İsrail ile anlaşma zemininde olmasından da bahseden Bahçeli, “Bir yandan Müslümanlar ölürken, yiyecek bir lokma ekmek, içecek bir damla su bulunamazken, diğer yandan ise sözde petrol şeyhleri müsrifliğin ve umursamazlığın en üst seviyesine çıkmaktadır. Filistin’de akan kanlara yıllarca sessiz kalanlar, hatta el altından onay verip ön açanlar bilinmektedir. Gazze’de çocuk öldürenler ile, yanak yanağa poz vermiş olan petrol zengini emirlerin nasıl bir günah ve vebale ortak oldukları da malumlarımızdır. Sizde biliyorsunuz ki, AK Parti de, İsrail’e demediğini bırakmamıştı. Erdoğan’ın ağzından çıkan kurşun gibi sözlerde İsrail’e, ’katil, cani, barbar, terörist’ gibi benzer suçlamalar çok sık duyulmuştu. Sonuçta ne oldu, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranılarak masaya oturuldu, karşılıklı hazırlanan anlaşma metnine imzalar atıldı. AK Parti, tekrar çark etti ve terkrar döndü. Erdoğan tüm sözlerini yedi, yuttu, unuttu. Peki, bunca aldatma ile oyalamadan sonra Samsun’dan kim özür dileyecektir? Yıllarca İsrail’le zıt kutuplarda olup, neredey ise savaş sınırına gelip sonra pardon demek nasıl bir aklın sonucudur? Barışacaksak niye kavga ettik? Kavgalıysak neden tezlerimizi sonuna kadar savunmasını yapmadık? Erdoğan, pişkince süreci ‘Filistinli kardeşlerimiz ile paylaştık’ diyor. Filistinli olacakları biliyor da, Samsunlunun niye haberi olmuyor? İsrail bu anlaşmada kazançlı olmuştur. Ekonomik ve siyasi avantajlar gösterilmiştir. Türkiye ise AK Parti sayesinde maalesef mahcup olmuş, beklentileri henüz karşılanmamıştır. Mesela Gazze’ye ambargo sürecektir. Bunu konuşan nedense kimse yoktur. Ne utanmazlıktır ki Gazze’deki ambargoya Türk dış politikasını seferber eden hükümet, Türkmen Dağı’ndaki zulüm ve tecrite izleyici kalmıştır. Gazze’ye insani yardım ulaştırmak emeli ile sürekli faal halde olanların, sıra Türkmenlere gelince ise duyarsız ve ilgisiz kalmaları vicdansızlık olduğu kadar Türklüğe duyulmuş olan kinin de sonucudur. Filistin söylenince ayağa kalkanların, Arakan ile Somali sevdalılarının, Türkmeneli’ne uzak durmaları, Türkmen Dağı’na yabancı olamlaro acımasızlık, İslam’ın hiçbir değeri ile bağdaşlığı olmayan ikiyüzlülüktür. Bizim için değişen ve farklılaşan bir şey olmayacaktır. Çünkü biz, hem Filistin’i gönlümüzde taşır, hem de Türkmenliğin hak ve çıkarlarını korkusuzca savunmasını yaparız. Çünkü biz Türk’üz, Türk milletinin fedakar neferleriyiz” ifadelerine yer verdi.

"DOSTLAR ARTSIN FAKAT TÜRK MİLLETİNİN DE ONURU EZİLMESİN"
Avrupa’nın git gide çözülmeye başlanmasının artık kaçınılmaz olduğunu belirten Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
“İslam aleminde fitne ateşini yakan, etnik ve mezhepsel bölünme isteyen çevreler şimdilerde ise kendi dertlerinin peşine düşmeye başladılar. Birleşik Krallığın, geride kalan günlerde Avrupa Birliği’nden ayrılması kararını aldığı 23 Haziran referandum sonuçları ile bu durum artık tescil edilmiştir. Görünüşe bakıldığında AB büyük bir krize takılma eğilimi göstermekte, diğer bazı ülkelerde de Birleşik Krallık gibi birlikten ayrılma görüşünde olan akımlar ivme kazanmaktadır. Duruma bakıldığında Avrupa’nın git gide çözülmeye başlamasının kaçınılmaz olacağı görülmektedir. Ülkemiz böylesi bir küresel istikrarsızlık iklimi karşısında milli bütünlüğünden taviz vermeyecek adımları atmalıdır. Sonu belirsiz olan maceralara sürüklenmek yerine Türk milletinin hissiyatları kapsamında sağlam zeminde varlığını devam ettirmelidir. Zira Ortadoğu’da yaşanan olayların ardından, Avrupa’da başlayan karışıklık artık çevremizde sorunsuz bir coğrafyanın kalmadığını bizlere ispatlamaktadır. Bu nedenle komşu ülkeler ile sahip olduğumuz ikili ilişkilerin geliştirilerek, teröre karşı birlikte tavır gösterilmesi milli bekamız açısından son derece çok önemlidir. Söyleyeceğim odur ki, dostlar artsın, fakat Türk milletinin onuru da çiğnenmesin, asla yere düşürülmesin.”

“KURGULADIĞINIZ OYUNU BAŞINIZA GEÇİRECEĞİM”

Paralel yapının ne Milliyetçi Hareket’i ele geçirmelerine izin vereceğini ne de Türkiye’nin küresel komplolara teslim olmasına izin vermeyeceklerini belirten Bahçeli şöyle konuştu:“Bildiğiniz üzere epey süredir partimiz paralel bir tuzağın saldırısı altında, iğrenç bir oyunun hedefindedir. Oyunu ve figüranları ne var ki çok iyi biliyoruz, ne yapılmaya çalışıldığına da uzun süreden bu yana farkındayız. Bu anlamda, geride kalan günlerde Isparta’da yürütülmüş olan bir soruşturma çerçevesinde ele geçirilen vahim deliller iddada bulunduklarımızın haklılığına yeni bir kaynak daha sunmaktadır. Görünen odur ki, paralel köstebekler partimizin etrafını sarmışlar, aşağılık girişimler ile davamızı ve şahsımı hedef olarak ele almışlardır. Biz de aksini ummuyor ve beklemiyorduk. Allah’a hamd olsun bizim doğduğumuz kaynak ve gideceğimiz yön bellidir.Türkiye’nin yoluna baş koyduk, ülkemiz ve milletimizden başka bir adreste çare arayışında bulunmadık. Bu neden ile Okyanus ötesinde beddua ve iftira seansları düzenleyen, dedikodu yapan mürşit kisveli münafıklar ile çakışan, kesişen, hiçbir yan ve ortak noktamız yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Diğer taraftan ise İslam’a hizmet ismi altında yüce dinimize en büyük zararı vermiş olan bu yapılanmanın MHP’yi kendisine öncelikli hedef olarak seçmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Türk-İslam davasının yılmaz savunucusu MHP’dir.Milli vicdanın sesi MHP’dir ve MHP, Türkiye’nin atan kalbi, geçmiş ve gelecek arasında kurulmuş olan yıkılmayacak olan bir köprüdür.Türk milletinin kendisi MHP’dir. MHP, aziz ecdadımızın hedef olarak gösterdiği Türk-Cihan Hakimiyeti olan mefkuresinin takipçisidir. Amaç ise, MHP’nin bulunduğu eşsiz konumunu kullanmak ve büyük potansiyelini küresel hesaplara katmak ve sonra da varlığını ateşe atmaktır. Bu amaç için bazı malum isimler içimizden devşirilmiş ve özel talimatlar ile desteklenmişlerdir. Bu zavallılar kendilerine verilen rolü oynarken, perde gerisinde ise başka hesaplar yapılmaktadır. Öne atılmış olan iki ayaklı hesabın ilk aşamasındaki gaye önce MHP’yi, ardından da Türkiye’yi yere sermek, tarihin gerisine düşürmek ve nihayetinde yok etmektir. Fakat dini paraya dönüştürecek kadar alçalan ABD kuklaları ve İslam’ın yüz karaları bilsinler ki, bu can bu tende kaldığı müddetçe MHP’ye asla nüfuz edemeyecek, amaçlarına kesinlikle ulaşamayacaklardır. Allah şahit ki, ne Milliyetçi Hareket’i ele geçirmenize izin vereceğim, ne de Türkiye’nin küresel komplolara teslim olmasına imkan tanıyacağım. Ve kurguladığınız oyunu, tüm işbirlikçilerinizle birlikte alayınızın başına geçireceğim. Ülkücünün çilesini ve emeğini bu çevrelerin emellerine kurban etmeyeceğim. Kimse aziz dava arkadaşlarımı hafife almasın. Kimse Ülkücünün vakurluğunu farklı anlamlara çekmesin. Kimse Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in kudret ve ferasetini örseleme gibi bir yanlışa düşmesin. Biz 47 yıldır mücadele veren, her türlü imtihandan alnının akıyla çıkmış, bin bir zorluğun üstesinden gelmiş ve inanarak söylüyorum ki, Allah’ın rızasını üzerimizde taşıyan dualı, millet ve vatan aşığı bir davanın neferleriyiz. Bu dava üzerinde leke taşımaz. Bu bünye, ete kemiğe bürünmek için kendilerine beden arayan asalaklara izin vermez, müsaade etmez. Şehitler mirası olan bu davanın yönü istense de değiştirilemez. Yüce dileğe doğru koşar adım yürüyen ve Türkiye’yi çağlar ötesine ulaştırma azmi taşıyan kararlılığımız, böyle ucuz oyunlarla yolundan döndürülemez. Kimsenin endişesi olmasın, MHP bundan sonra arınarak, güçlenerek ve daha azimli bir şekilde yoluna devam edecektir. Ülkücünün birlik ve beraberliği oyunları bozup, engelleri aşacak, Türkiye’nin üzerindeki karanlıkları def edecektir. İnşallah aziz dava arkadaşlarımızla omuz omuza vererek aziz milletimizi mutlu, umutlu, güçlü ve kudretli yarınlara ulaştıracağız. İnanıyorum ki, Cenab-ı Allah, Milliyetçi Hareket’e Türkiye’nin geleceğine sahip çıkma mücadelesinde yardımcı olacak, heyecanımızı, azmimizi ve emeğimizi karşılıksız bırakmayacaktır.”