Atakum Belediye Başkanı Başkanı Av. Cemil Deveci, "Sadece Atakum değil, Türkiye'deki bütün belediyeler zor şartlar altında. Hepimiz bu sorumluluğun altındayız. Bu yükü taşıyacağız. Bunun başka bir yolu yok" dedi.
Atakum Belediye Meclisi ekim ayı toplantısı Atakum Belediye Başkanı Başkanı Av. Cemil Deveci başkanlığında gerçekleşti. Komisyonlardan havale edilen 12 gündem maddesinin bulunduğu mecliste, 11 madde oy birliği, 1 madde ise oy çokluğu ile karara bağlantı. Meclis gündeminde Atakum Belediyesi'nin 2020 yılı mali bütçesi ise, 210 milyon TL olarak oy birliğiyle kabul edildi.
BERABER DÜŞÜNECEĞİZ
Atakum'a yeni bütçenin hayırlı olmasını dileyen Başkan Deveci, "Sadece Atakum Belediyesi değil, Türkiye'deki bütün belediyeler zor durumda. Atakum Belediyesi biraz daha zor koşullarda. Merkezi hükümet ve belediyeler bir araya gelip bu sorunu çözecekler. Samsun belediyelerinin, Samsun esnafına borcu 600 milyona yakın. Türkiye'de böyle. Buna bir çözüm üretmek gerekiyor. Önümüzdeki aylarda da büyükşehir yasası değişecek ve belediyelerin gelirlerinin artırılması için bir gayret var. Onu bir göreceğiz. Bu düzenlemeyle gelecek yeni gelir kaynaklarıyla da önümüzdeki süreçte projelerimizi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Ben belediyenin herhangi bir işletmesini satmaya karşıyım. Ama yürümüyorsa oturup düşüneceğiz. Bu kenti nasıl yöneteceğiz? Bu insanların maaşlarını nasıl ödeyeceğiz ? Çöpü kime nasıl toplattıracağız? Bunu beraber düşüneceğiz. 'Beraber yöneteceğiz' diyorum, sizler de taşın altına elini koyacaksınız" şeklinde konuştu.
SORUMLUYUZ
Başkan Deveci, merkezi hükümetten gelen payın sadece memur maaşlarını ödediğini söyleyerek, "Geriye kalan bir miktar bütçe de kredi borçlarına gidiyor ve oradan bize bir şey kalmıyor. Gelir olarak kalan tek kalem emlak vergisi. Bununla da işçilerin maaşlarını ve borçları ödeyip, çöp toplayacağız ve bu kent için yatırımlar yapacağız. İşimiz kolay değil. Ben geriye dönüp buralardan bir şeyler çıkarmaya çalışmıyorum. Şu ana kadar yaptığım her şey belediye başkanı olarak Atakumlulara borcumdu. Aynı zamanda hukuki zorunluluktu. Ben geçmiştekilere 'Yönetmediniz, borç bıraktınız' buralarda değilim. Ama böyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bazı meclis üyelerimiz dün de vardı, bugün de varlar. Hepimiz bu sorumluluğun altındayız. Bu yükü taşıyacağız. Bunun başka bir yolu yok. Biz Atakumluyuz, dün sorumluluğunuz olmayabilir veya olabilir ama bugün hepimiz yaşadığımız koşullarda sorumluyuz ve başka çaremiz yok" ifadelerini kullandı.
YALI KAFE'YE İLİŞKİN 2 TEKLİF
İller Bankasının mülkiyetinde olan Yalı Kafenin satışının yeniden gündemde olduğunu belirten Başkan Deveci şunları söyledi: "İller Bankası, bizlere ihtarname gönderdi. 'Sizinle olan kira sözleşmemizi yenileyemiyoruz' dediler. Bizim de konuyla alakalı hukuki anlamda yapabileceğimiz bazı şeyler var. Yalı Kafe'ye ilişkin iki teklifimiz var. İkiz Kulelerin olduğu bölgede 13 dönümlük bir arazimiz var, o araziyle Yalı Kafeyi takas etmeyi teklif ettik. İhtarnameden sonra bu teklifimizin yanı sıra onlara, 'Bize kredi verin ve bizde orayı satın alalım' dedik. Biz burayı satın alıp mevcut haliyle de park yapacağız. Belki içerisinde bulunan yerleşik alanlarından birisini koruyup Büyükşehir Belediyesiyle iş birliği yaparak estetik bir çalışma yapabiliriz. Çünkü o park sadece Atakum'un değil. Atakum'a gelen insanların bölgede başka çay içebilecekleri alternatifi yok. Orası Atakum, hatta Samsun halkıyla bütünleşti. O bölgeye lütfen siyasi açıdan bakmayın. Yukarıda da bu iş iyi olarak algılanmıyor ya da tüm arsalarımızı değerlendirelim gibi genel bir bakış var. Orası, Atakum için diğer tüm arsalardan farklı. Sizlerden ricam, tüm meclis grupları bir araya gelip, içlerinizden birer kişi seçerek, bu arsanın Atakum Belediyesinden alınıp başka bir alana dönüştürülmesine biz karşıyız. 'Bizim düzenimizi bozmayın, burayı satacaksanız bize satın, takas edecekseniz bizimle takas edin' demenizi istiyorum. Eğer bunu yapabilirsek o bölgeyi bir yeşil alan olarak kazanabiliriz. Düğün salonu, mutfak gibi aradaki görüntü kirliliklerini ortadan kaldırırız. Çay, kahve içilebildiği, kokusu olmayan hafif yiyeceklerin tüketilebildiği ve her yaş grubu insanın gelebildiği, denizi seyrederken insanların kitap veya gazete okuyabileceği çağdaş bir yapı ile değerlendirebiliriz. Bu yapıyı Samsun'a en iyi şekilde nasıl kazandırabiliriz, orada bulunan yeşil alanı nasıl koruyabiliriz, bunu burada tartışırız, Büyükşehir Belediyesi ile görüşürüz, diğer ilgili meslek odalarıyla istişaresini yaparız. Örneğin Büyükşehir Belediyesi DSİ Parkına yeşili koruyarak bir kongre merkezi kazandırdı. Bizimki ise daha estetik ve çok amaçlı olabilir gördüğünüz gibi bunlar mümkün ve yapılabilir. Ben sizlerden bu konuda destek istiyorum. Eğer siz tüm meclis grubu bir araya gelip bu iş bizimdir derseniz, iktidar temsilcisi arkadaşlar genel merkezlerinden randevu alsınlar. Ben de Muhtarlar Meclisi ve şehrin diğer kesimlerden STK'lar ile birlikte gidelim, 'Biz buraya Samsun olarak sahip çıkıyoruz, burayı ticari bir meta olarak değerlendirmeyin, planlarınız, programlarınız neyse biz de ona uyalım' diyebilelim."