Samsun haber - Son günlerde Karadeniz bölgesinde yaşanan sağanak yağışlar ve sel olaylarıyla ilgili açıklama yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, küresel iklim değişikliğine değindi. Önlem alınmadığı taktirde ciddi problemlerin ortaya çıkacağını belirten Prof. Dr. Yusuf Demir, takdirde daha büyük problemlerin ortaya çıkabileceğini açıkladı.
Deniz suyu sıcaklığının oldukça yüksek olduğuna değinen Demir, "Türkiye'de iklim değişikliklerinde farklılıklar ani yağış ve kuraklık olarak kendini göstermektedir. İklim değişikliklerine karşı tedbir alınmadığı takdirde ani değişiklikler kendini gösterecektir. Bunun son örneğini geçtiğimiz günlerde Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan sel olaylarında gördük. Karadeniz Bölgesi'nde son yıllarda yaşanan bu değişimin altında yatan başka parametreler de var. Karadeniz Bölgesi Türkiye ve dünyanın göz bebeği olmasına rağmen doğada bozulmalar meydana geliyor. Kontrolsüz yapılan HES ve betonlaşmayla doğada tahribatlar meydana getiriyoruz. Meteorolojiden Karadeniz'de deniz kıyı suyu sıcaklığının yükselebileceği değere ulaşabileceği yönünde açıklamalar yapılmıştı. Bizim de tespitlerimize göre deniz suyu sıcaklığı oldukça yüksek. Deniz suyu sıcaklığının yükselmesiyle deniz suyu yüzeyinde oluşan buharlaşma; deniz üzerinden gelen hava hareketi ile dağlara çarparak ani olarak yağmur ve akabinde seller meydana getiriyor. Ordu ve Ünye'deki selleri deniz suyu sıcaklığının da tetiklediğini meteoroloji tarafından ifade ediliyor" dedi.
Gece-gündüz sıcaklık farkının arttığını söyleyen Demir, "Bu kuraklık aynı zamanda ülkemizi de etkiliyor. Daha önceki demeçlerimde bundan 10-20 yıl sonra Karadeniz'de hamsi olmayacağını fındığın kuzeye kayacağını söylemiştim. Bunun sebebi Orta Anadolu'daki karasal iklimin Karadeniz'e doğru kaymasıdır. Zaten bunun yansımalarını şimdiden görüyoruz. Deniz suyunun bu kadar ısınması, ani buharlaşmalar, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının artmaya başlaması karasal iklimimin yansımalarıdır. Buna karasal iklim demek için erken ama böyle devam ettiği takdirde belki 10-15 yıl sonra daha net bir karasal iklim özelliğini Karadeniz Bölgesi'nde yaşarsak şaşırmayalım" diye konuştu.
Daha duyarlı olmamız gerektiğini vurgulayan Demir, "Bundan sonraki süreçte toplum olarak duyarlı ve bilinçli hale gelmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dünyayı yaşanılabilir ve sürdürülebilir bir yer haline getirmemiz gerekir. Doğal afetlerden korunacak uzun süreli projeler hayata geçirmemiz gerekiyor. Doğal kaynaklarımızı korumamız ve geleceğe taşımamız gerekiyor. Doğal ve çevre koruma projeksiyonu yapılması gerekiyor. Bu anlamda selden sonra devlet bakanımız tarafından yapılan açıklamalar bizi umutlandırdı. Bunların mutlaka yapılması lazım. Su kaynaklarımızdaki azalmaya bağlı olarak yaşadığımız sıkıntılar, mevcut suyun hidrolojik çevrimini tetikleyecek doğal olayların ve çevre etkilerinin azaltılması bu tür felaketlerin azaltılmasında önemli bir parametre olacaktır. Bu aynı zamanda tarımsal üretimi de etkiliyor. Bu sene fındıkta ilkbahar ve yaz dönemlerinde; dökülmeler ve verimde düşüşler meydana geldi. Dolayısıyla bundan sonraki sürecin çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Biz insana bağlı doğal afetlerin önüne geçebilecek önlemler almalıyız. Bu konuda hepimize sorumluluklar düşüyor" şeklinde konuştu.