Vaziyet kötü!
Bir papaz bizi mahvetti!
Bu ay 27 milyar dolar dış borç ödememiz var…
İyi de bütçede böyle bir para yok ki!
En son Çin’den alınan
3,5 milyar dolar kredi ile bütçe sözde rahatlamıştı…
Malumunuz satacak bir şey de kalmadı…
Hal böyle olunca, zamlar kaçınılmaz oldu…
El mahkum, katlanacaksınız!
***
Ama zamlarla da bu kriz çözülür gibi değil…
Kaç para eder ki, vatandaşın donunu alsanız?
Elde, avuçtakini verse mesela…
Aylarca hiç kimse maaş almadan çalışsa…
Yemese, içmese…
İşe yarar mı?
***
Elbette çözüm için de bir yerden başlamak lazım…
Zenginlerden “varlık vergisi” alacak halleri yok!
Hal böyle olunca gözler vatandaşa çevrildi…
Öyle ya;
Bu kadar rahatlık size fazla!
***
Aslında…
Siz,
Bunu fazlasıyla hak ettiniz…
Şimdi bu krizin bedelini de ödeyeceksiniz…
Bütçe açığını kapatacaksınız…
Nasıl mı?
Yakında görürsünüz…
***
Ben ufkunuzu açmak için bir örnek vereyim:
Bugünlerde emniyet mensuplarına
Cilt cilt ceza makbuzları dağıtılıyor…
Benden söylemesi;
Kamışı yağlıyorlar, dikkat edin!
Bu makbuzlar en kısa zamanda vatandaşlara ceza olarak kesilip bitirilecek…
Bitiremeyen memurların başına bilmiyorum neler gelecek!
Şaka gibi ama gerçek!
***
İlk örnek haber de dün geldi…
Bir arkadaş aradı…
Taşerondan kadroya geçen bir sağlık emekçisi…
Belki alınacak, gücenecek bana ama “kıçı kırık” bir motosikleti var!
Satsan beş para etmez!
İlyasköy’de bir polis memuru tarafından durduruldu…
Ehliyet ruhsat faslından sonra memur gayet sakin kesti ceza makbuzunu…
Ama ortada bir suç yoktu!
- “Senin ehliyetin A1, halbuki A2 olması lazım” dedi polis memuru…
- “Ee, olsun artık ne yapalım…”
Derken, ceza makbuzunu gören arkadaşın gözleri yerinden fırladı…
Böyle bir ceza olur mu?
Kesilen ceza tam Bin liraydı…
Oysa o kadar para etmez motoru satsa…
- “Aman abi, yaman abi…”
Yalvar yakar bir sonuç alınamadı…
Asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışan sağlık emekçisine,
Krizden kendisine düşen paydan bir miktarı yaslandı…
Ohh! Vatan sağ olsun!
***
Bu bir şey değil…
Bugünlerde emniyette onlarca polis memuru
Mobese kamera görüntülerini didik didik tarıyor…
Görüntüleri geri al, ile sar…
Yanlarında birer ceza makbuzu…
Görüntüleri izleyip izleyip ceza yazıyorlar…
Emniyet kemeri takmayan sürücüler…
Birer birer tespit ediliyor…
Araç kullanırken sigara içenler…
Cep telefonuna dokunanlar yandılar…
Hiçbir araç cezasız kalmayana kadar…
Bu hengame sürecek…
***
Sloganları da şu olsa gerek:
“Her araca bir ceza…”
Ya da imamlar son yolculukta “Her canlı ölümü tadacaktır” der ya…
Yani “Her araç sahibi bu cezayı tadacak”
Kısacası “Hiç bir sürücü cezasız kalmayacak!”
***
Maksat;
Krize çözüm bulmak…
Zenginlere dokunan yok…
Onlar konkordato ilan edip borçlarından bile kurtuluyor…
Ohh! Keyif kebap!
***
Bu arada
Başka önlemler de alınıyor…
Mesela,
“Tasarruf tedbirleri” gereği
Hastanede staj yapan öğrencilerin yemek istihkakı kesildi…
Ha gayret…
Kurtulacağız!
***
bu siteyi sadece mehmet yazıcının yazıları içi takip ediyorum.
her gün bakıyorum yeni yazısı çıktı mı diye.
baktım yeni yazısı var. çayımı alıyorum köşeme çekiliyorum sadece bu yazıları okuyorum. o kadar güzel anlatım var ki ... ulusal gazetelerde ki yazarlardan bıkmışım usanmışım bunu mehmet beyin yazılarını okuyunca anladım. birgün gazetenin merkezine gideceğim. nerede bilmiyorum ama bulurum. ısmarlasa bi çayını içerim benim gözümde ülkenin en iyi yazarlarından biri ile tanışmış olurum. mehmet bey sen yaz. sen yaz ki ufkumuz açılsın. büyükşehir belediyesi ile burada kaç kişi uykudan uyandı bir bilsen. sana duacıyız. dualarımız ile inanıyorum ki yolun açık olacak.