Şener, yazısında meslektaşlarını sert bir dille eleştirdi.
İşte Nedim Şener'in Posta gazetesindeki o köşe yazısı:
"19 Ocak 2007 günü Agos gazetesi önünde tetikçi Ogün Samast tarafından öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetinde jandarma ve gazetecilerin rollerini ortaya koyan yeni bir iddianame çıktı.
Bir gazeteci cinayetinde gazetecilerin sanık olması kulağa tuhaf geliyor biliyorum. Ama konu FETÖ olunca şaşırmayın. Çünkü onlarda aidiyet duygusu mesleklerine değil örgütlerinedir.
Bu anlamda 15 Temmuz darbe gecesi TBMM’yi bombalayan FETÖ üyesi F16 pilotuyla FETÖ’cü gazeteci arasında fark yoktur. Meslek seçimi bile kendilerinden çok örgütün tercihlerine dayanır. Yoksa bir gazetecinin, bir gazeteci cinayetinde FETÖ üyelerini kurtarmak,“algı yaratmak” için haber yapması ya da kitap yazması başka türlü izah edilemez.
Habercilik değil algı operasyonu
İddianameye göre, FOX TV haber müdürü Ercan Gün’ün halen tutuklu olarak yargılanan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer’in Samsun İstihbarat Şubesi’nden temin ettiği 44 saniyelik görüntüyü yalanlarla bezeyip yayınlaması bunun örneği. İstenen, “Dink cinayetinin arkasında Atatürkçüler var” algısı yaratmaktı.
Görüntü, İstanbul’da kendisine verilmesine rağmen sanki Samsun jandarmasından almış izlenimi yaratmak için Samsun’a gitmesi, orada da “görüntüyü Jandarma’dan aldığı algısı oluşturmak için” Jandarma santralini araması habercilik değil tetikçiliktir.
Görüntünün Samsun Emniyet’inde çekildiği bilinmesine rağmen İstanbul’a dönüşte, “Samsun Otogarı Jandarma’da çekilen görüntüler” diye haberleştirmesi ise tetikçilikten beter yalancılık ve suçtur. Ercan Gün ile birlikte bu görüntüleri ona verdiği iddia edilen FETÖ elemanları “gazeteci” Adem Yavuz Arslan, Faruk Mercan, Ekrem Dumanlı da iddianamede sanık.
Dink cinayetini perdelediler
İddianamede benim ve FETÖ’cülerin yazdığı kitaplarla ilgili şöyle bir tespit var; “Nedim ŞENER tarafından FETÖ mensubu kamu görevlilerinin cinayete katılımı ile ilgili ilk izlerinin görüldüğü "Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları", "Kırmızı Cuma" isimli kitaplar yayınlanmıştır.
Bu kitapların yayınlanmasından sonra, Hrant DİNK cinayetinde FETÖ’cü Emniyet mensuplarının rolünün olmadığını kanıtlamak için; Adem Yavuz Arslan’ın "Bi' Ermeni var", Nazlı Ilıcak’ın "Her taşın altında Cemaat mi var?" ve Bayram Kaya’nın “Kördüğüm” isimli kitapları, Hrant Dink cinayetinde FETÖ bağlantısını karartmak, perdelemek için algı operasyonunun bir parçası olarak örgütsel faaliyet kapsamında yazılmıştır.”
Ben yazdığım gerçeklerle övünüyorum, ya siz utanıyor musunuz FETÖ’cüler."
Kaynak: Posta