Rektör Bilgiç vakıf üyeleriyle bir araya geldi

Toplantıda OMÜ Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vedat Ceyhan, Prof. Dr. Mehmet Kuran, Genel Sekreter Doç. Dr. Menderes Kabadayı ve rektörlük seçimlerinde aday olan Prof. Dr. Şaban Sarıkaya, Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan ile Prof. Dr. Fatma Aydın da yer aldı.
Toplantıda söz alan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Biz üniversite olarak her tökezlememizde geriye düşüyoruz. Bu aynı bir yarış gibi, ilk tökezleyen kaybediyor. Çok hızlı bir yarış var. Dolayısıyla bu süreçte yaşananlar, bizim yarışta geride kalmamıza neden oluyor. Hâl böyle olunca, kaliteli hocalarımızı tutamıyoruz. Sizi tercih eden öğrencilerin puan düşüklüğü gibi sorunlar oluşuyor. Tüm bu sorunları gidermek zorundayız. Şirket gibi yönetilen bir kısmımız olacak. Ancak akademik hayat başka, oraya şirket gibi bakamayız. Bilim insanının yapacağı çalışmanın maliyeti olamaz, bilim insanı bu konuda serbest düşünmelidir. Örneğin bu alana 1 milyon yatırabilirsiniz, ancak istenen sonuçlar elde edilemeyebilir. Buda ayrı bir tecrübedir bizim için” ifadelerini kullandı.
“Başarıyı yakalayacağız”
Türkiye’de üniversitelerin gelişmişlikleri bakımından ölçülebildiğine vurgu yapan Rektör Bilgiç, “Üniversite sıralamaları, girişimcilik ve yenilikçilik endeksleri açısından Türkiye’de ilan ediliyor. Bakıyorsunuz, ilk 50’de yok iseniz sıralamaya giremiyorsunuz. Bu somut ölçümlerde başarıyı yakalamak zorundayız. Bununla ilgili olarak bir ekip kurduk ve nerede aksaklıklarımız olduğunu tespit edeceğiz. Bu çalışmaları da yaparken hiçbir ayrım, parti ya da hemşehrilik gözetmeden çalışacağız. Mazeret üretemeyiz; başarmak zorundayız ve başarıyı yakalayacağız. Ben kendimi yetkin görüyorum. Özellikle benim mazeret üretme şansım yok. Diğer bütün çalışanlarımızı da bu çalışmanın içine çekerek başarıyı yakalayacağız. Her kesimi harekete geçireceğiz. Ayrıca üniversitemizde kadrolar konusunda birçok şikâyet var. Kadronun kimilerine verilip kimilerine verilmediği yönünde söylentiler vardı. Bunları minimum seviyeye indireceğiz. Bu konuyla ilgili bilimsel kriterlerimiz var; o kriterlerimizin tutması gerekiyor. Kadronun verilmesi konusunda sadece ve sadece bir kriterimiz olacak. Öyle ki, ilgili kişi görevlerini layıkıyla yerine getirmiyorsa ve bu durum sabitse, özellikle kendisi ile net bir biçimde konuşacağım. Benim kafamın arkasında özel bir misyon yok. Bana devletin vermiş olduğu mevzuat çerçevesinin dışında bir şey olamaz. İşte bu kadar açık ve şeffaf olacağız. Bu üniversiteyi bir adım daha ileriye taşımak için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı.
“En büyük projemiz insan”
Yönetim anlayışı çerçevesindeki en büyük projesinin insan olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Bana göreve başlamadan önce ‘büyük bir projeniz var mı?’ diye sormuşlardı. Ben de ‘insan’ demiştim. Bunu Yükseköğretim Kurulu’nda da söyledim. Bizler, istediğimiz kadar lüks binalara sahip olalım ve içini en iyi aletlerle, cihazlarla donatalım. Eğer içine koyacağımız kişiler, işlerinin ehli değil iseler, istekleri ve heyecanları yoksa, o yatırımların hepsi boş. Üniversitemizde 1078 öğretim üyesi ve 2500’ün üzerinde öğretim elemanı var. Bunların içinde pırıl pırıl çok zeki insanlar mevcut. Ama bir atalet var ve harekete geçilemiyor. Biz bunu harekete geçirmek istiyoruz. Bir motivasyon, bir sinerji yakalamak istiyoruz. Bunu başarabildiğimiz zaman projeleri de o bilim insanları üretecek ve başarı da peşinden gelecek. İşte bizler, bu süreçteki işleri kolaylaştıracağız. Bu çalışmalarımızı kurum ve şehir gördüğü zaman da kapılar sonuna kadar açılacak" şeklinde konuştu.