Samsunlu Masalcı Dede bu seferki durağı Kırıkkkale'de 55 yıldır köyleri gezerek yaşlılardan öğrendiği masalları çocuklara aktardı. Kırıkakale'nin Yehşiyan ilçesinde Kitap Kafe'de masallarını anlatan Cemalettin amcaya yetişkinlerin de ilgisi oldukça büyüktü.
5 YAŞINDA MASALA İLGİSİ BAŞLADI
Öykü ve masal yazarı derleyicisi Eflatun Cem Güney’in köyüne gelmesiyle masala olan ilgisinin başladığını söyleyen "Masalcı Dede" öğretmenlik yaptığı zamandan itibaren 55 yıldır köyleri gezerek yaşlılardan farklı masallar dinledğini anlattı.
"BANA DERLER MASALCI DEDE CEMALETTİN KAVAKLIGİL"
Küçüklüğünde masalcı olma hayali olduğunu söyleyen Kavaklıgil, “Bana derler masalcı dede Cemalettin Kavaklıgil. Samsun’un Kavak kazasının tabaklı köyündenim. 1938 yılında doğdum. Daha 5 yaşındayken köyümüze masal atası Eflatun Cem Güney geldi. Köyümüze hem masal derledi hem masal anlattı. İşte o zaman benim içime masal ateşi düştü. Büyüyünce ‘bende masalcı olacağım’ diyerek bağırmışım. Köylüler gülmüş. Masal atası Eflatun Cem Güney’de başımı okşadı ‘beni izle ben öldüğüm zaman benim yerime sen geç masallarımız yaşasın’ dedi. Evet, önce köyümüzün masallarını derledim. Komşu köylerin masallarını derledim. İlkokulu bitirdikten sonra Ladik Akpınar Köy Endüstrisine girdim. Köy endüstitisine gelen Orta Karadeniz’den Doğu Karadeniz’den Batı Karadeniz’den gelen öğrencilere dedim ki kendi yörelerinizin masallarını bana anlatın. Okulda da öğrenci arkadaşlarımın masallarını derledim. Sonra okul müdürü benim masal derlediğimi duyunca okulun bir jipi vardı dedi ki; ‘şu Cemalettin Kavaklıgil’i Ladik’in köylerini gezdir Ladik’in masallarını derlesin bilmecelerini, tekerlemelerini, derlesin’ dedi. Böylece Ladik’inde masallarını, bilmecelerini, tekerlemelerini derledim.” ifadelerini kullandı.
"UYKUDAN ÖNCE SAATİ'NDE AYLARCA MASAL ANLATTIM"
Türkiye'nin Masalcı Dedesi olduğunu ve Anadolu'yu gezdiğini aktaran Kavaklıgil, “18 yaşında öğretmen oldum. İlk öğretmenlik yaptığım yer Sinop Gerzen’in 6 saat uzaklığında ki bir köy, köyün adı Tilkilik merak ettim ‘bu köyün adı neden Tilkilik’ Bana anlattılar tilkilerin kurnazlıklarını. Sonra Eflatun Cem Güney gibi Anadolu’nun hangi yörelerinde öğretmenlik yaptıysam o yörelerin masallarını, efsanelerini, destanlarını dinledim. Eflatun Cem Güney ölünce beni radyolara çağırdılar. ‘Uykudan Önce Saati’nde aylarca masal anlattım. Sonra Televizyonlar çıkınca TRT geldi köylerde nasıl masal derlediğimin belgeselini çekti. Hollanda’da Avrupa’da da benim masal derleyişimi vermişler. Böyle böyle ben Türkiye’nin masalcı dedesi oldum. Hemen hemen bütün bölgeleri gezdim o yörelerin masallarını derledim. Kimle derledim, ne zaman derledim O kitapların içinde yazılı. O masal anlatanlar çoktan toprak oldu ama adları ve masalları yaşıyor. Dilerim ben de masallar ile birlikte toprak olurum.” dedi.
Açıklamasında mesşhur olan heybesinden söz eden Masalcı Dede, “Şimdi bu heybe köylüler için berekettir. Şimdi heybeler kalktı eskiden tarlaya bir şey ekilecekti diyelim ki mısır, buğday, arpa heybenin gözüne doldurulur tarla sürüldükten sonra avuçlanır tarlaya serpilir. Ve bunlar yeşerir buğday olur, mısır olur, bereket olur. Birde ayrıca köylüler pazara giderken heybenin içine satacağı kadar mısır, buğday, yumurta, yağı heybenin içine korlar taşıması kolay böyle. Satarlar eve ne alacaklar? Sabun, şeker, tuz heybenin gözüne korlar. Onun için bu heybe Anadolu’nun bir kültürüdür. Kültürünü simgeler. Ben de bu heybeyi seçtim. Ayrıca böyle çanlar boncuklar taktım ki köydeki hayvanların boğazlarında çanlar vardır. Boncuklar vardır. Köye girdiğim zaman masal derlemek için köylü bu çan sesini duyunca pencerelere koşarlar. Tekerlemelerimi dinlerler” şeklinde konuştu.