Bir asır önce, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere dünya tarihinin en yıkıcı savaşları yaşandı. Bu süreçte, imparatorluklar yıkıldı, Avrupa haritası yeniden şekillendi ve milliyetçiliğin yükselişiyle tırmanan çatışma ortamı milyonlarca insanın hayatına mâl oldu. Bu acıların en önemli belgelerinden biri ise savaşın kapkaranlık gölgesi altında yazılmış esir mektuplarıydı.
Bu mektuplar Hilal-i Ahmer (Kızılay) tarafından İstanbul’da "Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları" adı altında sergilendi. 1. Dünya Savaşı’nın zorlu şartlarında adresine teslim edilemeyen ve yüz yıldır okunmayı bekleyen savaş esirlerinin mektuplarını gün yüzüne çıkaran bu sergideki mektuplardan biri 107 yıl sonra torunlarına ulaştırıldı.
ANDA Eğitim Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği Kavak İlçe Temsilcisi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Niyazi Altun tarafından Osmanlıcadan Türkçeye çevrilen mektubun ilçeye bağlı Göçebe köyünde ikamet eden Çakır Ahmet Oğulları ailesinin dedesi Mehmet oğlu Şakir’in tarafından yazıldığı ortaya çıktı. Niyazi Altun tarafından yapılan çalışmalar sonucunda mektubu yazan askerin torunlarının hayatta olduğu tespit edildi. Aile ile irtibata geçen ANDA Derneği mektubun orijinalinin kopyasını ve hem Türkçe hem de Osmanlıca aslını bir araya getirdikleri tabloyu aileye teslim etmek istediklerini belirtti.
Duygu dolu ziyarete ailenin, mahalle ve köy muhtarlarının yanı sıra Kavak Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Serdar Yerişkin, sekreter Ali Demirhan ve Halim Kılıç katıldı.
Ziyarette konuşan ANDA Derneği Kavak Temsilcisi Niyazi Altun yoğun bir çalışmanın sonucunda aileye ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Ailenin mektuptan haberlerinin olmadığını, köy adının mektupta yanlış okunduğu için aileye ulaşmadığını belirten Altun, böyle tarihi bir hadisenin gerçekleşmesinde bir nebze olsun katkılarının olmasından dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti.
Ailenin torunlarından Osman Çakır ise tarihi bir an yaşadıklarını dile getirerek yıllar sonra karşılarına çıkan bu sürpriz karşısında şaşırdıklarını, çok mutlu olduklarını ve duygulandıklarını belirtti. Çakır, Şakir dedelerinin esir düştüğünü bildiklerini lakin akıbeti hakkında herhangi bir bilgilerinin olmadığını ifade ederek yazdığı mektubu okuyunca gözyaşlarını tutamadıklarını söyledi. Dedelerinin ayaklarını kaybettiğini ve üç yıldır esir olmasına rağmen vatan ve millet aşkına buna üzülmediğini mektupta okuduklarını belirten Osman Çakır, bundan dolayı çok gururlandıklarını ve çok duygulandıklarını söyledi.
Mektubun Osmanlıcadan çevirisi şöyle:
"Muhterem Hilal-i Ahmer Cemiyetine, bendeleri iki ayağını millet vatan yolunda kaybetmiş ve üç sene Rusya’da esir bulunduğumdan meyus değilim. Dört seneden beri efrad-ı ailemden bir haber alamadığımdan meyusum. Lütfen ailemin haberini cemiyet-i muhteremeden beklerim. Trabzon Vilayeti Samsun Sancağı Kavak Nahiyesi Göçebe Köyünden Çakır Ahmet Oğullarından Şerif Çavuşa. İmza: Çakır Ahmet Oğullarından Mehmet Oğlu Şakir."