Birçoğumuz hayatı yaşayarak yani teoriden ziyade pratik bilgilerle düşe kalka öğreniriz ve olgunlaşırız.
Peki sizce en iyi öğrenme yöntemi hangisidir: Yaşayarak öğrenme mi? yoksa okuyarak ya da başkalarını dinleyerek mi?
Dinleriz peki deriz ama başımıza gelmeden bazı şeyleri tam anlayamayız. Hani bir atasözümüz var ya, "Bir musibet bin nasihatten iyidir." diye
Karşımızdakine ne kadar nasihat edersek edelim, ne kadar yaptığının yanlış olduğunu söylersek söyleyelim; karşımızda ki insanın başına bir iş gelmeden bazı şeyleri anlamaz ya da anlamakta zorlanır. Yani bir kere yanlış bir şey yaptığında ve onun acısını çektiğinde anlayacaktır ancak hayatı. Bazı şeyler yaşanmadan cidden öğrenilmez hatta anlaşılmaz.
Peyami Safa'nın söylediği gibi;
"Yaşlanarak değil yaşayarak öğrenilir hayat"
Yaşayarak öğrenmek hayatın ta kendisidir yaşarken ağlarız, yaşarken güleriz, yaşarken seviniriz, yaşarken hüzünleniriz, yaşarken duygulanırız, içimiz burkulur hüzünleniriz, pişman oluruz, seviniriz.
Böylece birçok deneyime sahip oluruz. Bu deneyimler ve hayatın gerçekleri bizi daha güçlü kılar, hayatımızda daha derin ve kalıcı izler bırakır. Hani bazı şeyler yaşanmadan öğrenilmez derler ya; canımız acırken bile yaşamayı öğreniriz. Tıpkı bir çocuğun sobaya dokunulmaması gerektiğini canı acıyınca daha iyi öğrendiği gibi.
Küçük bir çocuk gibi düşe kalka öğreniliyor hayatta çok şey.
Birçoğumuz hayatı yaşayarak yani teoriden ziyade pratik bilgilerle düşe kalka öğreniriz ve olgunlaşırız. Peki sizce en iyi öğrenme yöntemi hangisidir: Yaşayarak öğrenme mi? yoksa okuyarak ya da başkalarını dinleyerek mi? Dinleriz peki deriz ama başımıza gelmeden bazı şeyleri tam anlayamayız. Hani bir atasözümüz var ya, "Bir musibet bin nasihatten iyidir." Diye Karşımızdakine ne kadar nasihat edersek edelim, ne kadar yaptığının yanlış olduğunu söylersek söyleyelim; karşımızda ki insanın başına bir iş gelmeden bazı şeyleri anlamaz yada
anlamakta zorlanır. Yani bir kere yanlış bir şey yaptığında ve onun acısını çektiğinde anlayacaktır ancak hayatı. Bazı şeyler yaşanmadan cidden öğrenilmez hatta anlaşılmaz.Peyami Safa'nın söylediği gibi;
"Yaşlanarak değil yaşayarak öğrenilir hayat"
Yaşayarak öğrenmek hayatın ta kendisidir yaşarken ağlarız, yaşarken güleriz, yaşarken seviniriz, yaşarken hüzünleniriz, yaşarken duygulanırız, içimiz burkulur hüzünleniriz, pişman oluruz, seviniriz. Böylece birçok deneyime sahip oluruz. Bu deneyimler ve hayatın gerçekleri bizi daha güçlü kılar, hayatımızda daha derin ve kalıcı izler bırakır.
Hani bazı şeyler yaşanmadan öğrenilmez derler ya; canımız acırken bile yaşamayı öğreniriz. Tıpkı bir çocuğun sobaya dokunulmaması gerektiğini canı acıyınca daha iyi öğrendiği gibi. Küçük bir çocuk gibi düşe kalka öğreniliyor hayatta çok şey.
“Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir…”