Öğretmenler Günü, Birleşmiş Milletlere bağlı UNESCO Örgütü tarafından karara bağlanmış bir anma ve öğretmenlerimizi şükranla hatırlama günüdür.
Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri ise çok doğru bir tespitle Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmeni” olarak seçildiği tarihi uygun görmüşlerdir.
24 Kasım Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Eskiden öğretmene ’Muallim’, öğretmen yetiştiren okula da ’Muallim Mektebi’ denirdi. Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki ilk öğretmen okulu, 16 Mart 1848’de açılan ’Darülmuallimin-i Rüşdi’dir.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı.
Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı. 24 Kasım 1928 de Başöğretmen unvanını alarak, elinde tebeşir, kara tahta başında ve halkın içinde, halka okuma yazma ve çeşitli bilgiler öğretmeye girişmesi çok önemlidir.
Atatürk'ü "kahraman" olarak değil de bir "insan" olarak düşündünüz mü hiç?
Atatürk aslında öğretmen değil, dünyada “Başöğretmen” olarak kabul gören tek liderdi.
Bir geometri kitabı yazmıştı. “Üçgen, açı, dikdörtgen” gibi tam 48 geometri teriminin Türkçe ad babasıydı. Bu yönüyle de Mustafa Kemal, gerçekten bir öğretmendi. Her insan gibi O da ölümlüydü. 1938 yılının 10 Kasım günü bu büyük insan, bu güzel insan, Türkiye’nin başöğretmeni aramızdan ayrıldı.
Büyük Türk düşünürü Farabi “Devlet başkanı milletinin eğitimcisi olması gerekir, onun öğrenme ve öğretmeyi sevmesi, her şeyi kolayca öğretmesini bilmesi gerekir.” demiştir.
İşte Atatürk, tarihimizde pek çok yöneticinin ihmal ettiği bu eğitimcilik görevini en iyi biçimde üstlenmiş, daha sonraki devlet adamlarına da izlemeleri gereken bir örnek olmuştur.
Başöğretmen Atatürk (Bir Eğitimci Olarak): Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı ve inkılaplarını hep sabırlı, ikna edici, güven verici, bilgili "öğretmenliği" sayesinde başarmıştır. Atatürk, okulların sadece bilimsel eğitim yeri olmadığı görüşündedir. Ona göre okullar, memleket sevgisine ve bağımsızlık fikrine giden yolları içerir. Bunun yanında, memleketi kurtarmak için çalışan herkesin ilim sahibi olması gerektiğini de özellikle belirtir: "Mektep genç dimağlara, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete muhabbeti, istiklal şerefini öğretir. İstiklal tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takibi lazım gelen en doğru yolu belletir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların ayni zamanda mesleklerinde birer namuslu mütehassıs ve birer alim olmaları lazımdır. Bunu temin eden mekteptir."
Atatürk, Millet Mektepleri’nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Atatürk’e Başöğretmenlik unvanını verdi. 24 Kasım Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk: “Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtti.
Atatürk’ün 100. Doğum yıldönümü olan 1981 yılında ise, 24 Kasım’ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
Son söz: “Eğitim, bir kovayı doldurmak değil, bir meşale yakmaktır!” (W.B. Yeats)