Bazı şeyler kolay ve hızla bozulur, süratle de yayılır. Ahlaksızlık ve kötülük böyledir. Oysa güzel ahlakın oluşması geç olur ve geç de yayılır.
Bugün ülkemizde ahlaki yozlaşma korkunç boyuttadır.
Başta bebe, çocuk, kadın olmak üzere işlenen korkunç cinayetler almış başını gidiyor. Haberleri dinleyince, “yahu bu insan kılıklı canilerle aynı ülkede mi yaşıyoruz” diye hayıflanıyoruz.
Sadece bu mu? Hayır. Uyuşturucu kullanımı, 10-11 yaşlarına kadar düştü. İblis’in aveneleri, çocuklarımızı, gençlerimizi yok etmek için şeytani tüm tuzaklarını kullanıyorlar. Çocuklarımız ve gençlerimiz çok büyük tehlikelerle karşı karşıyalar. Çabuk davranmazsak, gençliği kaybederiz.
Devlet müdahale etsin denilebilir. Evet, devlet müdahale ediyor ama yetmiyor ve yetmez de. En katı kurallar da koysanız, eğer çocukların eğitimini aksatmış, kalplerine Allah inancı koymamış, dini inanç ve duygularla donatmamış ve çocuklarınızla ilgilenmiyorsanız, faydası cılız kalır.
Bu nedenle başta ana ve babalara, öğretmenlere, din görevlilerine ve topluma dünden daha fazla iş düşüyor. Dünden daha fazla gayret gerekiyor. Çünkü tarihte, çocuklar ve gençlerin bugünkü kadar çeşitli saldırıya maruz kaldığı bir dönem hiç olmamıştır.
Eğer çocuklarımızı, en az kasamız, masamız, ticaretimiz, işimiz, aşımız kadar önemsemiyorsak, onları kaybedeceğimiz kesindir. Çünkü marifet iltifata tabidir. İltifat edilmeyen meta (ticaret malı) zayidir. Kaldı ki, onları kapmak için sürüyle iblis kol geziyor.
Artık gençler ellerindeki akıllı telefonla sanal âlemde istedikleri sosyal ağa, istedikleri film ve diziye ulaşabiliyor. Zaten şeytanın taraftarları da, gençleri tuzaklarına düşürmek için tüm hilelerini, şehirde, sokakta, sanal âlemde, akıllı telefonlarda, tabletlerde sergiliyorlar. Çocuklarımız ise, bunlara karşı son derece korumasız.
Çocuk eğitiminde en büyük görev annenindir. Çünkü çocuğa ilk eğitimi veren odur. Çocuğun hamurunu yoğuran ve istikamet çizen odur. Anneden aldığı eğitimle fıtratını korur. Tarihte tanınan büyük şahsiyetler, âlimler, salih ve bilge kişilerin ekserisinin, ilk eğitimini annelerinden aldığını görüyoruz. Bir Arap şairi annenin rolünü şöyle dillendirir:
“Anneler bir okuldur, eğer onları hazırlarsan,
Tertemiz bir ırk, bir halk hazırlamış olursun”.
Bugün öyle bir duruma geldik ki, bazı ebeveynler çocuğunun ne yapıp ettiğinden habersiz, üstelik umursamıyor da. Çünkü kendince çocuğunun maddi ihtiyaçlarını karşılayarak görevini yapmıştır.
Fakat bugün görevimizi ihmal ettik ve örnekliğimizi yitirdik.
Görevimizi, karnını doyurmak, giydirmek, eline pahalı cep telefonunu tutuşturmak sandık. Asla. Hâlbuki onları anlamak, ne düşündüklerini bilmek, manevi problemlerini çözmek için gayret sarf etmemiz gerekirdi. Bunu ihmal ettik ve ediyoruz.
Belki “ben çocuklarımla ilgileniyorum, daha ne yapayım” diyen olabilir.
Fakat bu, yaşanan problemi çözmez. Çünkü tek başına değil, toplum içinde yaşıyoruz. Cemiyetteki her olumsuzluktan senin çocuğun da etkilenir.
Dolaysıyla topyekûn bir seferberlik gerekir. Hiç kimse, “ben kimim ki, böyle bir seferberlikte görevim olsun diyemez. Çünkü bir kılın bir örmeye faydası vardır.
Eğer herkes bu işe gönül verirse başarılı oluruz.
Aksi halde, Allah korusun, bu yangının kuşatmayacağı aile kalmaz.