Sevgili dostlar şu gerekçelere bakarak bir şeye karar verelim: Yolda yürürken bir taş görsek onu görmemezlikten geliriz. Ama olsun onu oraya atan utansın, der geçeriz. Hepimiz de olan bir özellik, elimize geçeni etrafa atarız. Ama olsun birileri rahatsız mı olur, aldırmayız hatta güler geçeriz. Kaldırımın ortasında durup sohbet ederiz. Gelen geçene engel oluruz. Ama olsun. Biz rahatsız olmayalım da der, sohbete devam ederiz. Dükkanların önüne malzemeleri koruruz. Yayalar rahatsız mı olur? Olsun. Benim ticaretim olsun der geçeriz. Deli diye tabir edilen insanımızla sokak ortasında dalga geçeriz. Onları kızdırır sövdürürüz, bağırttırıp güleriz. Ama olsun bizim gönlümüz olsun, der geçeriz. Engelli vatandaşlarımıza yardımcı olmak yerine, engel olmaya çalışırız. Ama olsun biz hiç engelli olmayız diye düşünür, geçeriz. Çarşı pazarda zengine, makam sahiplerine ve siyasetçiye selam vermeden geçmeyiz. Fakire, fukaraya, çiftçiye, köylüye ve kravatsıza selam vermeyiz. Ama olsun bize lazım üst tabaka. Alt tabaka önemli değil der, geçeriz. Hasta, akraba, hısım ziyareti de neymiş. Bizim bunlara ihtiyacımız yok der, geçeriz. Düşene değil, kaçana yardım ederiz. Sebebini hiç sormayız. Çünkü bize düşen değil, kaçan lazım der, geçeriz. Gençler yolda küfürlü konuşur.(Çocuklarda dahil) Bayan varmış, büyükler varmış. Hiç önemli değil. Böyle konuşmaları duymazlıktan gelir, içimizden kızar ve güler geçeriz. Kaldırımda değil, yolda yürürken şoföre kızarız. Ama olsun yol kimin diye bakmadan kızar, geçer gideriz. Kahvede bağırarak konuşuruz. Ama olsun birileri rahatsız mı olmuş, önemli değil der, geçeriz. Siyaset yapar karşı tarafa saygı göstermeyi bırak, konuşturmayız bile. Bu duruma ağlar mısın güler misin der, geçeriz. Erkek hanımıyla çarşıya çıkmaz. Çıksa da iki metre önde gider. Ama olsun nazar değmesin der, geçeriz. Sevmediğimiz birisine selam verip selam almamak için, telefonda konuşuyormuş gibi yaparız. Ama olsun görmedim der, geçeriz. Evet biz nasıl insanlarız? Sözde mi, özde mi? |