Su gibi duru olmak gerek.
Yaşadığımız çağın, içinde bulunduğumuz ve bize yaşatılan hayatın büyüsünden çıkmak gerek.
Hedefe giden yol dikenlerle bezelidir diye geri mi durmak lazım?
“Yol bir yere gitmez, o bir durma biçimidir. Yaşamak, hızlı bir ölme biçimidir.” Yani yol aslında durmaktadır da, giden yolcudur.
Bu sebeple yoldan çıkmak diye bir deyim vardır. Yoldan çıkmamak için yolu değil vardığı yeri bilmek, o yola revan olmak, dikenini bile vardığın yer uğruna sevmek gerekir.
Ömür dediğin bir yol, ama yol bir yere gitmez,
Allah bizi doğru yürüyenlerden kılsın. Yoldaşsız bırakmasın ki yoldaşımız şeytan olmasın. Kalın doğrulukla.
Çeşitli yollar vardır; özlediğimizi gözlediğimiz, parasını verip de geçmediğimiz. Yetmez, takla attığımız, el etek öptüğümüz, köşeyi dönmek için bulduğumuz yollar da var. Yollar o kadar çok ki, kimileri için de dikenlerle döşenmiştir, aşmak için büyük emek ister.
Yollar çeşit çeşit. Herkesin beklentisi başkadır yollardan. Kimi "her yol serbest" anlayışıyla cebini doldurur, kimi de yolu "çocuklarına onurlu bir miras" olarak bırakmak için didinir. Emeğini kutsar.
"Her yol serbest" diyenlere baktığımızda hiçbir ilgimiz olmasa da bizim yüzümüz kızarır.
"Bugün başka yarın başka" tavırlarını "kurnazlık" olarak pazarlarlar. Yol bu, her yöne gider, her yönden gelir. Çeşit çeşit olan yollardan istediğinden gidebilir gelebilirsin. Her yol serbest ya...
"Zamana göre, iktidara göre, olmadı adamına göre yelken açanlar da değerli oluyor. "Her yerde adamı olan" en önemlisi.
“Yolunu bulana” ne mutlu!
“Böyle gelmiş, böyle gider.” diyerek bencilliklerine neden yaratanlar da az değil. Çürümüşlük değil mi bu anlayış.
Şöyle çevremize bakalım; Çıkarcılık egemen, herkes bir yol bulmuş kolay yoldan kazanıyor; hak etmediği makamları işgal ediyor. Doğru olmadığını bile bile aynı YOLU seçenek olarak görmek ne kadar insani
Yol deyince daldan dala atlıyorum. “Yol her yönden gelir, her yöne gider” Yolların nereye varacağını da bilemiyoruz, ucu açık… Bir bakmışsınız ummadığınız makamdasınız, bir bakmışsınız sevilmeyen olmuşsunuz.
Ülkemizde bu konuda örnek enflasyonu yaşanıyor. Seçilen yolun sonu nereye gider bilinmez. Bir bakarsınız döner, dolaşır yine başlanılan ortak noktaya gelinir, bir şey olmamış gibi yeniden kol kola da girilir
Ülkemizin meşhur yolları var ya kaymak gibi.
Kaymak derken ödemesi kaymak gibi. Geçen de ödüyor, geçmeyen de. Yolları birbirine bağlayan köprüleri kapsam dışı bırakıyorum. Köprüleri için içine katarsak boğuluruz
Yol deyince “yol” nerelere kadar uzadı…
“Yollara” nereden geldik? Yol bu, sınırı yok. Teknik de gelişti, yol için dağlar deliniyor da mekan için, özel çıkar için yol bulmak zor mu?