Çiftçilerimizce büyük bir zahmet ve alın teriyle üretilen buğday bin bir zahmetle ekmeğe dönüştürülüyor. Her gün en az üç defa soframıza gelen, sofralarımızın baş tacı ekmeğe gerekli önem ve ehemmiyeti gösteriyor muyuz?
Bu kutsal nimeti çoğu zaman çöp kutularında görüyoruz. Bu görüntü sıradan bir durum olmaya başladı. Oysaki eskiden yere düşmüş ekmek parçası gördüğümüzde dahi düştüğü yerden alır, önce üç defa öperek anlımıza götürür, bu şekilde gerekli saygıyı gösterdikten sonra ayakaltında olmayacak şekilde uygun bir yere kuşlar ve diğer canlılar yesin diye bırakırdık.
Ekmek bütün dinlerde olduğu gibi dinimizce de kutsal bir nimettir.
Günümüzde ekmeğe eski özen gösterilmiyor. Birçoğumuzun evinde dahi bu özene rastlamak mümkün değil. Bir yanda binlerce insanımız bir dilim ekmeğe muhtaç iken diğer yanda her gün 15 milyon ekmeği çöpe atıyoruz.
Yapılan araştırmalarda; ekmek israfının en fazla yemekhaneli iş yerlerinde, hastanelerde, yatılı okullarda, öğrenci yurtlarında, otel ve lokanta gibi toplu tüketim yerlerinde olduğu anlaşılmaktadır. Ekmek israfının yaklaşık %70’i buralarda oluşmaktadır.
Alınan bütün önlemlere rağmen ekmek israfı maalesef oluyor. İsrafı önlemenin yolu öncelikle bireysel sorumluluktan geçer. Daha sonra da toplumsal sorumluluğumuz gelir. Ekmek israfını önlemek için; ekmek üretimi talebe göre planlanmalıdır. Raf ömrü uzun kaliteli ekmek üretilmelidir. Ekmek fırında veya satış yerinde uygun koşullarda muhafaza edilmelidir. Ekmeğin pişirilmesi ile satışı arasındaki süre en aza indirilmelidir. Ekmek küçük gramajlarda üretilmelidir. Toplu yemek tüketilen yerlerinde ekmek dilimlenerek verilmelidir. Self servis yapılan yerlerde ekmek baş tarafta değil, yemeklerden sonra yer almalıdır. Bu durumda ihtiyaç kadar ekmek alınacaktır. Toplu yemek tüketim yerlerinde, mönüye göre ekmek siparişi verilmelidir. Bu durumda dahi artan ekmeklerin daha sonraki günlerde kullanılmasını sağlayacak şekilde mönü düzenlemesi yapılmalıdır.
Satılamayan ekmekler fırınlar tarafından, galeta unu, kurutulmuş ekmek içi gibi başka gıda maddelerinin üretiminde kullanılmalıdır. Orta derecede bayatlamış ekmekler düşük fiyattan satılmalıdır.
Soğumuş ekmek bayatlamış ekmek değildir. Tüketici, soğumuş ekmeği bayatlamış saymamalıdır. Evlere ihtiyaçtan fazla ekmek alınmamalıdır. Evlerdeki ekmekler oda sıcaklığında veya buzdolabında değil, derin dondurucuda saklanmalıdır. Ev hanımları bayatlamış ekmeği değerlendirme konusunda bilgilendirilmeli ve teşvik edilmelidir.
Ekmeğin bayatladıktan sonra yenmeyeceğini düşünenler çareyi ondan kurtulmakta buluyor. Bayat ekmek yeniden kullanılıp değerlendirilebilir. Bayat ekmekle fırında omletli ekmek, çerkez tavuğu, soğanlı ekmek lokması, yumurtalı ballı ekmek, ton balıklı pratik pizza, ekmek köftesi, çikolatalı ve ekmekli kek, sütlü bayat ekmek tatlısı, ekmekli puding gibi yemek ve tatlılar yapılabilir. Maharetli eller bayat ekmeği bu şekilde değerlendirebilir. Ekmek açıkta bırakılmamalıdır. Sıcak ekmekler soğuduktan sonra naylon torba içinde kapalı bir kapta saklanabilir. Ekmek yeterince soğumadan konursa buhar nedeniyle küflenir.
Ekmek tüketilirken, bazı kişiler kabuğunu sevdikleri için veya ekmek içi sıcakken hamur olduğundan önce kabuğunu koparıp yerler, bu durumda ekmek daha kolay bayatlar. Çünkü su kaybı kolaylaşır, kurur, kolayca ufalanır. Ekmekler bir öğünde tüketilecek kadar dilimlenmeli, kalanı bütün muhafaza edilmelidir. Soğuk ekmek kesinlikle bayat ekmek demek değildir. Bir gün sonra bile ısıtıldığında tekrar yumuşak ve lezzetli bir hal aldığından kolaylıkla yenebilir. Ekmeği bozulmadan buzdolabında saklayabiliriz. Böylece küflenmesini önlemiş oluruz. Ancak tazeliği doğal olarak azalacaktır. Bu ekmekler yine kızartılarak veya ısıtılarak rahatlıkla yenebilir. Eğer derin dondurucumuz varsa ekmeği -21 derecede taze olarak uzun süre saklayabiliriz.
Ekmek bir semboldür. Ekmek nimettir. Ekmek azizdir. Her gün üç öğün yediğimiz ekmek sofralarımızın baş tacıdır.