İnsanoğlu çok az şükreder; çok az teşekkür eder.
Çünkü genelde kıymet bilmez.
Sahip olduklarımız, daha doğrusu sahibi olduğunu sandığımız şeyler, elimizin altındakiler, tasarrufumuzda bulunan her ne var ise kıymetini, değerini, önemini çoğu defa hakkıyla takdir edemiyoruz.
Burada sahibi olduğunu sandığımız ifadesi muradı daha iyi karşılıyor.
Zira hiçbir şeyin hakiki manada sahibi değiliz.
Sahibi olsak sevdiğimiz şeylerin bizden uzaklaşmasını, elimizden kayıp gitmesini, bizi terk etmesini ister miyiz hiç?!
Canımızdan çok sevdiklerimizi birer birer kaybederken buna engel olabilecek kudrete, sahipliğe, aitliğe kim sahip?!
Dünyada ilelebet yaşayacakmış meyilli yaratılan insan yeri geldiğinde canını da kaybeder, terki dünya eder de, buna mani olamaz.
Demek ki, sahibi ve aidi değilmişiz, sahibi ve aidi olduğunu sandıklarımızın. Bize ait her ne var ise, gerçekte bize ait değilmiş. Bir sanı, bir yanılgıymış. Ve bu yanılgı bizi bir ömür boyu oyalar, gerçeğin ne olduğunu bildiğimiz halde.
Durum böyleyken, kaybetmeden kıymet bilmek, birlikteyken değerini takdir etmek, elimizin altındayken farkında olmak icap eder.
Yoksa mı? Yoksa sı yokluk, boşluk ve büyük pişmanlık.
Zamanın kıymetini bilmeyen zamanı geldiğinde zamanı arar da bulamaz, pişman olur. Sağlığın kıymetini takdir edemeyen, an gelir onu kaybettiğinde geçmişe dair büyük pişmanlık duyar.
Sevdiklerinin ve kendisini sevenlerin değerini anlayamayanların ellerinde, avuçlarında, onları kaybettiği zaman acı pişmanlık kalır.
Pişmanlık içte açılmış kapanmaz derin bir yaradır. Vücutta açılan yara zamanla kapanır da, o kapanmaz.
Aksine zamanla daha da derinleşir. İnsanı içten içe kemirir, eritir, tüketir ve bitirir.
Pişmanlığın acısından kaçmak, şükrün, teşekkürün ve kıymet bilmenin huzuruna sığınmak gerek. Pişmanlık insanın dünyadaki cehennemi, huzur ise cennetidir.
Cehennemi daha dünyada iken kim yaşamak ister ki?!
Dünyada iken cennetin esintisini kim duymak istemez ki?!
Cenneti de, cehennemi de içimizde yaşar, içimizde yaşatır ve diğer âleme kendi ellerimizle taşırız.
Kıymet bilen şükreder; şükreden nankörlerden olmaz.
Kıymet bilen teşekkür eder; teşekkür etmesini bilenler kadir kıymet bilenlerdir.
Unutmamak gerek; kıymet bilmeyenin kıymeti olmaz.
Kıymet bilen pişman olmaz.