Kanada'da ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edilir...
Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf eder...
Yaptığı hatayı da şöyle açıklar;'Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim'
Hakim yaşlı adamı dinledikten sonra karar verir...
'Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben seni 10 dolar tazminat ödemeye hükmediyorum' der ve devam eder...
'Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim'
Duruşma salonu karar karşısında sus pus olur...
Hakim cebinden 10 doları çıkarır ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini ister...
Ardından ayağa kalkar ve salondakilere hitaben;
'Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz 10 dolar ceza ödemelisiniz. Sizler öyle bir şehir de yaşıyorsunuz ki ihtiyar bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor.'
Salon şaşkın, insanlar utancından yere bakar...
Sonra herkes cebinden 10 dolar çıkartıp toplamaya başlar...
480 dolar hakim eliyle yaşlı adama teslim edilir...
Hakimin son sözleri ise 100 yılın dersi gibidir;
'Eğer medeni insanların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilin ki şehri yönetenler halkın malını çalıyorlar...'
Karara bakar mısın?
Türk mahkemelerinde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' diyor ya...
Bence Kanadalı hakimin sözlerini de yanına eklersek belki ders alırız...
Bu yazıyı hazırlarken birden 'Baklava çalan çocuklar' geldi aklıma...
O davanın hakimi çocuklara 9 yıl hapis cezası vermişti...
Sırf baklava çaldı diye...
Rahşan affının çıkmasında o kararın etkisi büyük olmuştu...
Bir tarafta 'devlet malı deniz' diyenler lüks içinde yaşasın...
Diğer tarafta gariban çocuklar mahpuslarda çürüyüp gitsin...
Haklının değil, güçlünün hakim olduğu bu dünya düzeninde hangi adaletten bahsedeceğiz şimdi?
Baklava çalan çocuklara cezayı en ağır şekilde kesenler tamam da...
Malı hamuduyla götürenlere ne diyeceğiz?
Üstelik tek bir dava bile görmeden...
Adaletin bittiği yerde insanlık ölür...
İşte size 2 ayrı hakimin verdiği farklı karar...
Biri Türk diğeri Kanadalı...
Ne mi düşünüyorsun?
Ölmüşüz ağlayanımız yok!!!