Yavaş yavaş tükeniyoruz… Önce ekonomi mi diyorduk?
Evet bence devasa bir şekilde EKONOMİ! Çünkü maddiyat insanı vezirde eder rezilde eder. Her şeyin başı öncelik sağlık diyelim sonrasından maddiyat…Tabi her şey dozunda güzel.
Geçim derdine düşünce kendimizi unutur olduk.
Bir yandan GEÇİM bir yandan YAŞAM! Yetişmekte olduğumuz hayallerimizden vazgeçtik, yarın nasıl geçineceğiz bu gidişat nereye kadar devam edecek diye hayatımızdan endişelenir olduk.
Hatta ve hatta gün içerisinde yaşamımızdan bile korkar olduk.
Evet ekonomi bizleri sıkıntıya koyuyor onu anladık da, peki ya bu Vahşi’ce yaşanan olaylara ne demeli?
Tam bir felaketler zincirini yaşıyoruz.
Karada, havada, denizde, kentte, kırda her alanda artık nefes alıp vermeyi bile güçleştiren akıl almaz olaylarla karşılaşıyoruz.
Gün geçmiyor ki yarınlara güzel uyanalım…
Yangınlar Kadın cinayetleri Çocuk istismarları Her günümüz ayrı bir olayla geçiyor…
Toprak utandı, su utandı, kefen utandı o masum tertemiz canları yıkayıp gömmekten biz İNSANOĞLU utanmadık.
Kısacası Böyle insanlarla aynı havayı solumaktan YORULDUK!
Hangisine kor olalım, Yetmez mi bu kadar acı, Kim DUR diyecek?
Her geçen gün TÜKENİYORUZ…
Günümüz dünyasında değişen eğilimler yüzünden tüketme alışkanlıklarımız da değişti.
İnternet hepimizin vazgeçilmezi oldu artık.
Dünyada ki yeni ekonomik sistemin temel felsefesi tüketmek.
Mutlu olmak istiyorsan tüketmelisin. Daha fazla tüketmemiz için kitle iletişim araçları üzerinden bireyin tüketme dürtüleri sürekli uyarılıyor.
Tevazuyu, mütevazılığı, hoşgörüyü tüketiyoruz…
Adil olmayı, adaletli olmayı, vicdanlı olmayı tüketiyoruz…
İnsanı, insanlığı ve insan kalabilmeyi tüketiyoruz…
Gençleri mafya dizilerinde tükettik, çakallığı eğilim haline getirdik.
Haksız kazançların, çıkar çevrelerinin, tefecilerin piyonu ettik.
Annelerin umutlarını tükettik. Çocukları katil ettik.
Birbirimize olan inancı, tecrübeye, büyüğe, ataya olan itibarı, yol arkadaşımıza sevgiyi, saygıyı tükettik. Aileleri tükettik. Nafakayı icat ettik.
Kendi insanınıza güvenelim, özgüven aşılayalım, sevelim, kıymet verelim. Marifete iltifat edelim. Yeniden filizlenip yeşerebiliriz.
Belki bir kayanın çatlağında… Her bahar yeniden filizlenebiliriz.-