Sakince ve sessizce geçip gitmekti, derdi.
Kimseye muhtaç olmadan yaşamak, tek isteğiydi.
...........
Her şehirde, her mahallede olan, onlarca kişiden biriydi.
Herkes görürdü, bilirdi ama önemsemezdi.
Adı neydi? Şeydi..Sahi ya, neydi?
Önemli değildi.
Selam bile verilmeye değer görülmeyen, sıradan biriydi.
İlle de bir isim mi gerekti?
Peki o halde, adı Garip'ti.
Ne yapalım, her şeyi gibi ismi de böyleydi.
Çocukluk yıllarında sinir bozucu şekilde ciddiydi.Şımarıklık nedir bilmezdi.
Belki de şımaracak bir ortama sahip değildi.
Gürültülü ortamları değil, sessizliği tercih ederdi.
Yaşıtları gibi değildi, şiir sever, türkü dinlerdi.
Ha bir de, efkar basınca mutlaka masayı kurar, çay içerdi.
İçki mi? Ağzına sürmezdi. Bulunduğu ortama rağmen hiç düşünmedi.
Halbuki gençti.Ömrünün baharında olan herkes gibi sorumsuzca takılabilirdi, değil mi?
Değildi.
Dedim ya, adı üzerinde bizimkisi Garip'ti.
İsminin iki anlamını da taşımayı severdi.
Çevresindekiler çok para kazanıp zengin olmayı düşlerdi.
Bizimkinin hayalleri ise pek mütevaziydi.
Büyük düşünmezdi.
Arkadaşları bir arsa görse oraya bina yapıp satmayı hayal ederdi.
O arsayı bizimkine verseler, o en fazla piknik yapmak isterdi.
Dünyalığa tamah etmezdi.
Ucu ucuna geçinse ona yeterdi.Kendi yağında kavrulmak en büyük hayaliydi.
Mal mülk biriktirmek, bizimkine göre değildi.
Hele ki, parayı görünce değişenleri hiç sevmezdi
Ama kaderin ona neler sakladığını nereden bilecekti?
...........
Sakince ve sessizce geçip gitmekti, derdi.
Kimseye muhtaç olmadan yaşamak, tek isteğiydi.
( Devamı gelecek)
Orhan DOĞANGÜNEŞ