Neval Sultan ŞİMŞEK
Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü…
Valilik binasının merdivenlerinden çıkıyorum...
Öğretim Görevlisi olduğum üniversitenin siyasi çatışmalarının kafama patlayan kurşunlarından yara bere içindeyim!
Ölmemişim ama...
Babam "Geç öğretmenliğe, bırak kendi pisliklerinde boğulsunlar" demişti...
Kurumlar Arası Geçiş başvurusu yapıyorum...
Benim burada ne işim var?
Allahım!?
Oysa ben, profesör olacaktım...
***
- Pardon, bu geçiş için kaç kişilik kontenjan var acaba?
- 4 kişi alınacak...
- Hmm! Kaç kişi başvurmuştu?
- Şimdiye kadar 1600'ü geçti...
***
Yalanım yok,
bir sevinç dalgası geçti içimden...
Bana sıra gelmez, ben de mücadeleme devam ederim kaldığım yerden.
Bitmedi daha kavga, diyorum kendi kendime…
***
Bir ay sonra sevgili dostum Edebiyat öğretmeni Mustafa Uslu;
-"Ne umursamazsın Neval,
ver nüfus cüzdanını, bari ben bakayım atama sonuçlarına" dedi.
Zaten olması olanaksız gibi…
Biz böyle düşünürken;
Yalova / Armutlu neresi laan!??
Nasıl yani?
4 kişi alınacaktı, ilk beni mi almışlar yani??
Yuh!!!
***
Sonrası kopmaz bir sevgi seli...
Pırıl pırıl bir nesil...
Her tarafımı saran bir meslek aşkı...
Hayatımla bütünleşen, çarşıda pazarda "Öğretmensiniz değil mi?" dedirten bir yaşam tarzı...
"İyi ki varsınız,
İyi ki sadece dersime değil, hayatıma da girdiniz" diyen yüzlerce ve yüzlerce öğrenci...
***
Bir de "Hay Allah kahretsin! Nereden sardık bu belayı başımıza.
Çelik bumerang gibi kadın, ceza işlemiyor, atıyoruz geri geliyor" diyen,
kafasını taşlara vuran, milli eğitim kadrolarında, illere göre dağılım gösteren,
müfettişine varıncaya kadar üst düzey bazı kişiler...
Hepiniz iyi ki varsınız...
Ve ben,
İyi ki ÖĞRETMENİM...
***