Sadık Han kimdir biliyor musunuz? Londra Belediye Başkanı… Pakistan’dan göç etmiş bir Müslüman ailenin çocuğu. Ve o şu anda Avrupa’nın en büyük başkenti olan Londra’nın Belediye Başkanı.
Peki ya Ahmet Ebu Talip? O da bir Fas’lı Hollanda’nın en büyük ikinci kenti olan Rotterdam Belediye Başkanı
Muharrem Demirok İsveç’in en büyük 5. şehri olan ve çoğunluğunu İsveçlilerin oluşturduğu önemli bir şehrin Belediye Başkanı
Mehmet Salih Kaygusuz, Gümüşhane’li bir ailenin çocuğu ve hiç Türk seçmenin olmadığı İngiltere’de 800 yıl önce ünlü Magna Carta Yasalarının imzalandığı St. Albans şehrinin Belediye Başkanı...
Amerikadan Avustralyaya kadar daha bir sürü örnek var ama maksat anlaşılmıştır.
Peki, Avrupa’da bu durum seçmen ya da seçilen için ne ifade ediyor. Hiçbir şey... Binlerce kilometre uzaktan gelmiş dini, dili, ırkı, meşrebi, derisinin rengi, kültürü çok farklı bir göçmen çocuğu Londra'ya Belediye Başkanı olabiliyor. Bizde ise aynı milletin aynı dinin aynı dilin ve kültürün evlatları arasında Samsunlu-Trabzonlu ilkelliği bölücülüğü ayrımcılığı ile adeta kardeşliğimize suikast düzenleniyor. İnsanımızın sağduyusu bunlara pirim vermez yine de küçük bir güruh siyasi çıkar hesapları gereği toplumun birlik ve beraberliğine saldırıyor. Elin gâvuru hizmete ve kaliteye talip oluyor bizdeki küçük bir zümre ise bölgecilik bataklığından çıkamıyor. Kriterleri, kalite ya da hizmet değil tam da bu vatana kastedenlerin istediği gibi tefrika bölücülük.
Samsun mu Trabzon mu?
*
Yaşı 70 yetmişe dayanan bir büyüğümüz anlatıyor: “Dedem birinci dünya savaşında cephedeydi. Babam ise İkinci Dünya Savaşını gördü. Ve ben de 50lerde başlayan, 90lara kadar süren soğuk savaşı iliklerime kadar yaşadım. Doksanların ikinci yarısından sonrası için tanımlanan post modern zamanlarda ise hayatın da savaşların da şekli değişti. Artık savaşlar aracı terör örgütleri ve ekonomiler üzerinden yapılıyor. Ve biz ülke olarak son 50 yıldır şeytanın bütün planları ile ayrı ayrı sınandık, test edildik. Ediliyoruz. Rockefeller çocukları, Rotschild evlatları, fetosu, pkksı, dhpcsi, hepsi pusuda bekliyor Seçim sonuçlarından kaos çıkarmak için hesaplar yapıyorlar. İşlerini kolaylaştıracak bir seçim sonucu için uğraşıyorlar. Peki bütün bunlar olurken bizim tartıştığımız şey ne
Trabzonlu mu Samsunlu mu?
*
Dünya egemenleri on yıllar önce binlerce kilometre uzaktan cebinizdeki paranın bir kısmını alabilecekleri bir sistemi inşa edip Bizi de onun bir parçası yapmışlar. Deprem sel kuraklık benzeri hiçbir tabi felaket yokken. Fiili bir savaş yokken ne oluyorsa oluyor birden bire uzaktan bir el cebimize giriyor ve biz paranızın yarısını kaybediyoruz. Ambardaki buğday aynı tarla aynı bahçe aynı kuraklık yok yangın yok ne oluyor da soğan patates birden bire iki katına çıkıyor. Ağır bir ekonomik saldırı ile seçmen tercihlerini etkilemek adına sosyal ve ekonomik suikastlara maruz bırakıldığımız bir anda bizim gündemimiz
Samsun mu Trabzon mu?
*
Memleketin iki büyük partisi mevcut durumu var olma – beka problemi olarak algılayıp bütün siyasi mülahazaların üzerinde değerlendirirken, mevzunun ülke geleceği için ne anlama geldiğini anlamaktan aciz bir takım mihraklar hemşericilik bataklığından medet umuyor.
Marjinal bir azınlık da olsa bu kadar kolay kandırılıp manipüle edilebilecek birilerinin olması üzücü ve düşündürücü. Çok şükür sayıları fazla değil ve memleket sahipsiz değil. Biz bu memleketin soumluluk sahibi insanları olarak diyoruz ki Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz biz insanın işine samimiyetine ve dürüstlüğüne bakarız kimliğine değil. Biz bu toprakların sahipleri Türk’üz Laz’ız Çerkes’iz Muhacir’iz Kürd’üz… Hep birlikte Türkiyeyiz. Var mı itirazı olan? Şayet varsa dikkat edin kesinlikle o bizden biri değilir.
Evet Yıldıray Çınar kadar Samsun’lu, Erkan Ocaklı kadar Trabzon’luyuz.