Herkesin içinde vardır bir çocuk... Kimse bunu kabul etmez ama.  Hep bir büyük olma, büyük düşünme, büyük hayaller kurma çabası. Çocuk olmanın kötülüğü ne olabilir ki? İnsanın en masum halidir bence. Hesap, kitap yapmadan sadece içinden geldiğince davranması kadar güzel hissettiren herşeyi korumalı insan. İçimizdeki o güzelliği, cam fanusta saklamamalı. O çocuğa, dışarıdan meraklı gözlerle bakmak yerine göğe bırakmalı.

Gökyüzüne Dokun

Bıraktığın yerden, gökyüzüne dokun. Sıçra, ve her defasında daha da yükseğe sıçra. Hayal dünyasını kısıtlamamalı içindeki çocuğun insan.  Neyi seviyorsa bırak yapsın.

Defterine not iliştirmek mi istiyor, iliştirsin. Özgürlüğe uçan kelimelerim, gökyüzünden üzerime yağsın.

Sessiz köşede beklemek mi istiyor? Bırak beklesin! Sessizlikten yaratabildiğin sesi hisset sadece. 

İçindeki sen, lunaparkı seviyor ama sen büyük olduğun için utanıyor musun? Kendin için birşey yap ve o lunaparka git. İçindeki çocukla oynamaya cesaretin yoksa eğer, lunaparkta otur ve o sesleri, müzikleri ve kulağına fısıldayan esintiyi dinle.

İçindeki SEN İle Konuş

Kendisi ile konuşmalı insan diye düşünüyorum. Başkalarını kandırırsın. Ama insan kendini kandıramaz ki. Aynaya her baktığında kendini göreceksin çünkü. Aynalar farklı bir insan göstermez sana. Kaşın, gözün , boyun ...

Hepsi sen değil mi?

Tam da zamanı...

İçindeki çocuğu fanustan çıkarma vakti! Karşına al ve göz ardı ettiğin herşeyi konuş.

Konuş ki; içindeki o hapishaneden onu göğe çıkar.