DENETİMSİZLİK 

Türkiye’nin en büyük sorunları nelerdir diye sorulduğunda bu soruya birçok cevap verilebilir.

Bana göre Türkiye’nin sorunlarından bir tanesi  cevabı denetimsizliktir.

Çıkarılan imar afları ile tabiri caizse parayı veren düdüğü çalar hesabıyla yapılan işler, yapı denetimin özel sektörlere devir edilmesi, binaların daha fazla yer açılması için kolonlarının kesilmesi ve yapılan şikayetlerin sonuçsuz kalması, rant odaklı yönetim ve bunun gibi birçok nedenden dolayı yıkımın boyutu büyümüştür.

Böyle olunca felaketler kaçınılmaz oluyor.

Sorumlu kim diye sorulduğunda herkes birbirinin üstüne atıyor. Böyle büyük felaketlerin yaşanmaması için denetim mekanizmasının devreye girmesi ve uygulanması şarttır.

Devlet para uğruna rant uğruna kendi vatandaşını tehlikeye atmamalıdır.

Gerekli denetimleri yapmak zorundadır.

Cennet ülkemiz yaşadığımız felaketlerle cehenneme döndü.

Son 5 yılda pandemi, savaş, deprem, maden kazaları neler yaşadık neler.

Bu felaketlerin sorumlusu arandığında sorumlular kafasını kuma gömüyor.

Sorumluluğu birbirine atıyor.

Türkiye bir an önce tüm denetim mekanizmalarını tam kapasite ile çalıştırmak zorundadır.

Aksi taktirde daha birçok felaket yaşayacağımız aşikardır.

Bunu tahmin etmek için alim olmaya gerek yoktur. Görünen köy kılavuz istemez.

Çorlu tren kazası; 25 Ölü Soma maden faciası; 301 Ölü

Beşiktaş gece kulübü yangını; 29 Ölü

Son olarak Bolu Kartalkaya OTEL yangını

Bu kazaların, ölümlerin hiçbiri olmayabilirdi.

Eğer gerekli önlemler alınsaydı ya da buralarda yeterli denetim yapılsaydı!

Türkiye'yi bir  "boşvermişlik", bir "ben yaptım oldu"  havası sardı.

Artık kimse yaptığı işin sorumluluğunu almıyor ve  kazalara, facialara  "olağan bir durum" diye bakıyor. Çünkü işinin ehli olmayan, liyakatsız insanlar, en hayati yerlerde görev yapıyorlar.

Bu kişiler "vicdanlarını" bir kenara bırakıp, anlamadıkları işlerde, "bilmediklerini" kabul etmeyip, insanların hayatları ile oynuyorlar.

Ülkemizi kalitesizlik sardı. Kalitesiz insanların yaptığı kalitesiz işleri seyrediyoruz.  Oysa bu kazaların, faciaların yaşandığı yerlere, işinin ehli kişiler atanıp, ayrıca bu kişilerin yaptığı işler denetlenseydi bu kadar ailenin ocağı sönmezdi

Özellikle kamu hizmeti yapan, insanlarla direk temas kurulan yerlerin denetimi, bu ortamda özel sektöre bırakılamaz!

Bina, hastane gibi yerleşimlerin, insanların yoğun kullandığı asansör, metro, gibi yerlerin denetimi meslek odalarına bırakılmalı. Üzerlerinde siyasi baskı olmayan, ticari düşünmeyen, mesleğinde uzman kişilere sahip bu kurumlar, "kamu" adına denetim yapabilecek yerlerdir.

Ülke olarak bu yaşananlara layık değiliz!